48-Fetih Suresi 14. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve Allah´ındır, o göklerin ve yerin mülkü. Dilediğini yarlığar ve dilediğini de muazzeb kılar ve Allah çok yarlığayıcı, çok merhamet edici olmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve Allah'ındır, o göklerin ve yerin mülkü. Dilediğini yariıgar ve dilediğini de cezalandırır ve Allah çok yariıgayıcı, çok merhamet edici olmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Evet.. Allah Teâlâ, Her şeye kaadirdir, mülkünde dilediği tasarrufata selâhiyyetlidir, (ve Allah'ındır, o göklerin ve yerin mülkü) bütün onlarda tasarruf, hâkimiyet icrası, Allah Teâlâ'ya mahsustur, hiç kimse, onun irâdesine engel olamaz. O merhametli yaratıcı (dilediğini yarlıgar) tevbe ve istiğfar eden kulları, onun af ve örtmesine nail olurlar, (ve dilediğini de azaba uğratır) Küfründen, nifakından ayrılmayan, günâhlarından dolayı nadim ve pişman olmayan kimseleri de lâyık oldukları azaplara kavuşturur. İlâhî hikmeti bunu gerektirmektedir, (ve Allah çok yargılayıcı, çok merhamet edici olmuştur.) bunun içindir ki: İnsanlığı aydınlatmak için, onlara doğru yolu göstermek için Peygamberlerini göndermiş, kitablarını ihsan buyurmuştur. Artık sizler de onun mağfiretine, merhametine lâyık olmak isterseniz kötü kanaatlerinizi bırakarak ciddi şekilde tevbe ve istiğfar etmelisiniz. Bütün bu husustaki ilâhî ihtarlar, insanlık hakkında birer ilâhî rahmet eseridir. Bunlardan bir an evvel istifâdeye çalışılmalıdır. Bu âyet-i kerîme, o muhalifleri tevbeye ve Resûl-i Ekrem'e itaate teşvik mahiyetindedir. O muhalifler ise bir kısım tefsirlerde beyân olunduğuna göre müslümanlığı kabul etmiş olan Cüheyne, Müzeyne, Gıfar, Eşca, Dil ve Eşlem kabileleridir. Bunlar, Kureyş, Sekif, Kinâne gibi müşrik kabilelerden korktukları için Resûl-i Ekrem'in dâvetine icabet etmemişler ve Resûl-i Ekrem'in savaşa atılarak mağlûp olacağını sanmışlardı. Halbuki: Peygamber Efendimizin bu seferi, bir savaş için değildi. Umre maksadiyle Beytullah'ı tavaf için yola çıkmış, Hedy denilen kurbanları da beraber götürmüştür, bunlar da Hz. Peygamber'in maksadının savaş olmadığını gösteriyordu. Bu muhaliflerin Benî Lihyan, Benî Gatfan gibi bir takım münafıklardan ibaret olduğuna kaîl olan müfessirler de vardır. Molla Gurânî merhum bu cümledendir.
|