28-Kasas Suresi 8. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Artık O´nu Fir´avun´un adamları bulup aldılar, tâ ki, kendileri için bir düşman ve bir üzüntü olsun. Şüphe yok ki Fir´avun ile Haman ve orduları, hata eden kimseler olmuşlardı. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Artık onu Firavun'un adamları bulup aldılar, tâki, kendileri için bir düşman ve bir üzüntü olsun, şüphe yok ki, Firavun ile Haman ve orduları hata eden kimseler olmuşlardı. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Hz. Musa'nın annesi, o masum yavurusundan Firavun'un adamları haberdar olarak onu elinden alabileceklerini düşündü (Artık onu) bir tabut içine koyarak sabahleyin Nil nehrine bırakıverdi (Firavun'un adamları) o masum çocuğu (bulup) tam bir özenle, muhafazasına dikkat ederek (aldılar) nehirden çıkarmış oldular, götürüp Firavun'un yanına teslim ettiler. Artık Firavun'un korktuğu başına gelmek üzere idi. Onlar güya kendilerini kurtarmak için çare arıyorlardı, halbuki, Allah'ın takdirine kim mâni olabilir? İşte korktukları çocuğu böyle yanlarına aldılar (tâki, kendileri için bir düşman ve bir üzüntü olsun) o masum büyüsünde onları dine davet etsin, ona muhalefetten korksunlar hâkimiyetlerinin yok olmasını düşünerek üzüntü ve keder içinde kalsınlar, onları ise başlangıçta bunun hiç de farkında bulunmamışlardı. ■ şüphe yok ki, Firavun ile Haman ve orduları) öyle kendilerini kurtarabilmek için birnice masum çocukların hayatlarına kastetmek suretiyle cinayetlerde bulunan şahıslar, her hususta (hata eden kimseler olmuşlardı) zulüm ve küfre düşmüşlerdi, yaptıkları, yapmadıkları şeylerin kendileri için faideli mi, zararlı mı olacağını takdirden âciz idiler, daima hataya mâruz bir halde bulunmuşlardı. Kendilerini kurtarmak için nice masumları öldürdükleri halde asıl kendilerinin helakine sebep olacak mübarek bir masumu yanlarında beslemekte bulundular, ilâhi takdire karşı ne kadar âciz bulunduklarını bilâhare anlayacaklardı. Fakat pişmanlık kendilerine bir faide vermeyecekti.
|