KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

28-KASAS SURESI (88 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Kasas Suresi 57  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 28/57
28-KASAS SURESI - 57. AYET    Mekke
وَقَالُوا إِنْ نَتَّبِعِ الْهُدَىٰ مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ أَرْضِنَا ۚ أَوَلَمْ نُمَكِّنْ لَهُمْ حَرَمًا آمِنًا يُجْبَىٰ إِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِزْقًا مِنْ لَدُنَّا وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -57
Ve kalu in netteblıl hüda meake nütehattaf min erdına e ve lem nümekkil lehüm haramen aminey yücba ileyhi semeratü külli şey´ir rizkam mil ledünna ve lakinne ekserahüm la ya7lemun
28-Kasas Suresi 57. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve dediler ki: «Eğer seninle beraber hüdaya (İslâm´a) tâbi olursak yerimizden hemen çıkarılırız. Biz onlar için bir emniyetli Harem´i metin bir mekân kılmadık mı ki, her şeyin semereleri Bizim tarafımızdan bir rızk olmak üzere onun için toplanır. Fakat onların ekserisi bilmezler.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve dediler ki: Eğer seninle beraber hüdaya = İslâm'a - tâbi olursak yurdumuzdan hemen çıkarılırız. Biz onlar için bir emniyetli haremi, sağlam bir mekân kılmadık mı ki, her şeyin ürünleri bizim tarafımızdan bir rızk olmak üzere onun için toplanır. Fakat onların çoğu bilmezler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve) Arab topluluğundan, Kureyş kabilesinden bazı kimseler Peygamberin huzuruna gehip (dediler ki:) Ya Muhammedi Aleyhissehâm, senin hak ve hidayet üzere bulunduğunu biz yakinen biliyoruz lâkin (Eğer seninle beraber hidayete tâbi olursak) yani: İslâmiyet'i kabul eder, seninle beraber harekette bulunursak (yurdumuzdan hemen çıkarılırız.) bütün Araplara karşı muhalif bir cephe almış oluruz, halbuki, çoğunluk onlardadır, biz onların kuvvetlerine karşı koyamayız, onlar bizleri derhal yurdumuzdan kapıp çıkarıverirler, bizleri zelil bir halde bırakırlar. Cenab-ı Hak da onların bu mazeretlerini red için buyuruyor ki: (Biz onlar için bir emniyetli haremi) Mekke-i Mükerreme şehrini (sağlam bir mekân kılmadık mı) orada ikamet edenlere cahiliye döneminde bile hiçbir kimse tecavüzde bulunamazdı. 0 havalide bulunan kuşlar ve diğer hayvanlar bile tecavüzden emin idiler, onlara kimse dokunmazdı, Mekke-i Mükerreme'ye sığınan bir caniyi bile oradan zorzoruna çıkarmaya çalışmazlardı. İşte orası, o kadar emniyetli, feyizli bir hayat sahasıdır. (her şeyin ürünleri) Bir çok nefis meyveler, gıda maddeleri her taraftan toplanarak (bizim tarafımızdan) lütfen (bir rızık olmak üzere onun için) yalnız o mübarek Mekke'ye mahsus olmak üzere (toplanır) orada bulunanlar bunlardan bol bol istifade ederler artık o ahalinin İslâm dinini kabul etmeleri, ne için onların mahumiyetlerine sebep olsun?. Böyle mahrumiyeti düşünmek, Allah'ın nimetlerine karşı bir nankörce hareket sayılmaz mı?, (fakat onların ekserisi bilmezler) Hidayetten mahrum olan insanlar, Allah'ın bu lütfunu takdir etmezler. Bu nimetleri kendilerine ihsan eden Kerem Sahibi yaratıcının îman ettikleri takdirde daha ziyade nimetere, lütuflara, ebedî saadete nail buyuracağını düşünmezler de pek boş olan maddî bir mahrumiyet düşüncesiyle öyle îmanı kabulden kaçınırlar. Ne gaflet, ne cehaleti. "Tehattü": Kapmak, kaçmak, bir şeyi süratle çekip almak çıkarmak demektir. "Yücba" da celb ve cem olunur manasınadır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014