64-Tegabün Suresi 11. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Allah´ın izni olmadıkça musibetten bir şey isabet etmez ve her kim Allah´a imân ederse kalbini hidâyete erdirir ve Allah her şeyi bilendir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Allah'ın izni olmadıkça musibetten bir şey isabet etmez ve her kim Allah'a îman ederse kalbini hidâyete erdirir ve Allah her şeyi hakkıyle bilendir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, insanlara hayır ve şer adına isabet eden her şeyin ilâhî takdir ile vuku bulduğunun bildiriyor. Al I ah-ü Teâlâ'ya ve O'nun Peygamberine itaat edilmesini emrediyor ve bu itaatin, hidâyet vesilesi olduğunu haber veriyor. İtaatten ayrılanların kendi nefislerinin aleyhinde hareket etmiş olduklarına işaret ve Yüce Peygamberin vazifesinin açıl; bir tebliğden ibaret olduğunu beyan buyuruyor. Hak Teâlâ'nın birliğini beyan ile müminleri tevekküle davet buyurmaktadır. Şöyle ki: (Allah'ın izni) Takdiri, kazası, hikmet gereği vücuda getirmesi (olmadıkça) hiçbir kimseye (musibetten bir şey isabet etmez.) İnsanlar dünyevî ve uhrevî hayr adına neye muvaffak olurlarsa mutlaka Cenab-ı Hak'kın dilemesi ile muvaffak olmuş olurlar, bilakis nefislerine, mallarına vesaireye ait bir şerre, bir mahrumiyete uğrarlarsa, bu da, yine hikmetin, Hak Teâlâ'nın takdiri ile, yaratması ile vücuda gelmiş bulunur. Çünkü, o Yüce Mâbud'tan başka Yaratıcı yoktur. İnsanların vazifeleri ise ilâhî emre riâyet etmekten, kendi kabiliyetlerini kötüye kullanmamaktan, ilâhî takdire razı olmaktan ibarettir. (Ve her kim Allah'a îman ederse) Cenab-ı Hak'kın birliğini, kudretini, mahlûkat üzerindeki tasarruflarının birer hikmet ve menfaate dayanmış bulunduğunu tasdik eylerse (onun kalbini hidâyete erdirir) kalbine büyük bir ferahlık verir, kendisine isabet eden şeyin bir hikmet gereği olduğunu anlar, kusurlarını ıslâha çalışır, fazlaca hayır ve iyiliklerde bulunmak ister (ve Allah her şeyi hakkiyle bilendir.) Kullarının bütün düşüncelerini, hareketlerini tamamen bilmektedir. Artık bu hakikati düşünüp de ona göre hareketlerini tanzime çalışmalıdırlar.
Bu âyet-i Kerîme'nin iniş sebebi hakkında şöyle denilmiştir: Kâfirler demişlerdir ki: Eğer müslümanların üzerinde bulundukları şey, hak olsa idi elbette Allah onları dünyada musibetlerden korurdu. Bunun üzerine bu âyet-i Kerîme nazil olmuş, musibet adına her isabet eden şeyin ancak Allah'ın izni ile olduğu bildirilmiş, onların birer hikmete dayanmış olduğuna işaret edilmiş, Cenab-ı Hak'tan başka Yaratıcı bulunmadığı beyan buyurulmuştur.
|