50-Kaf Suresi 36. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve onlardan evvel nice nesilleri helâk ettik ki onlar kuvvetçe bunlardan daha şiddetli idiler, beldelerde dolaşıp durdular. Hiç kaçıp kurtulacak bir yer var mıdır? |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve onlardan evvel nice nesilleri helak ettik ki, onlar kuvvetçe bunlardan daha şiddetli idiler, beldelerde dolaşıp durdular. Hiç kaçıp kurtulacak bir yer var mıdır?. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de asr-ı saadetteki din düşmanlarını tehdit edip onlardan daha kuvvetli kavimlerin dinsizlikleri yüzünden helake uğrayıp gitmiş olduklarını haber veriyor. Onların beldelerinde dolaşıp, eserlerinin görüldüğüne, onların tarihî felâketlerinden her düşünen kimsenin ibret alacağına işaret buyuruyor. Âhiret hayatını yaratmaya, dinsizleri de kahr ve yok etmeye ilâhî kudretin fazlasiyle kâfi olduğuna bir açık delil olmak üzere bu Kâinatın altı günde yaratılmış olduğunu beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (ve) Ey Son Peygamber!, (onlardan evvel) Senin Peygamberliğini tasdik etmeyen Kureyş müşriklerinden önce (nice nesilleri) cemaatleri (helak ettik ki, onlar) o helake uğrayan guruplar (kuvvetçe) kudretçe (bunlardan) bu Kureyş müşriklerinden (daha şiddetli idiler) Ad, Semud, Tüb'ba kavimleri bu cümledendir. Onlar, vaktiyle (beldelerde dolaşıp durdular) ticaret için, servet sahibi olmak için her tarafa giderek seferlerde bulundular, istikbâllerini temine çalıştılar. Buna rağmen kendilerini Allah'ın kahrından kurtaramadılar. Artık düşünmeli!, (hiç kaçıp kurtulacak bir yer var mıdır?.) Elbette ki, yoktur, hiçbiri kendisini kurtaramadı, işte ey Kureyş müşrikleri!. Sizin ve benzerlerinizin hâli de öyledir, kendinizi Allah'ın kahrından kurtaramazsınız artık istikbâlinizi düşünün!.
Kam; Cemaat, insanlardan bir sınıf, az bir zamandaki ahali, seksen sene ve boynuz manasınadır. "Batş" kuvvet, birşeyi rıfk ile olmaksızın zor ile tutmak demektir. "Nekb" gezmek, dolaşmak, dağ içindeki yol ve delmek demektir. "Mahis" de kaçacak yer, dönmek manasınadır.
|