KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

35-FATıR SURESI (45 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Fatır Suresi 2  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 35/2
35-FATıR SURESI - 2. AYET    Mekke
مَا يَفْتَحِ اللَّهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَا ۖ وَمَا يُمْسِكْ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِهِ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ -2
Ma yeftehıllahü lin nasi mir rahmetin fe la mümsike leha ve ma yümsik fe la mürsile lehu mim ba´dih ve hüvel azızül hakım
35-Fatır Suresi 2. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Allah, nâsa rahmetten neyi açarsa, sonra onun için tutacak yoktur ve neyi tutarsa artık bundan sonra onu salıverecek yoktur. Ve azîz, hakîm olan O´dur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Allah, insanlara rahmetten neyi açarsa sonra onun için tutacak yoktur ve neyi tutarsa artık bundan sonra onu salıverecek yoktur. Ve azîz hakîm olan O'dur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de Cenab-ı Hak'kın mahlûkatı üzerindeki tasarruflarına hiçbir kimsenin engel olamayacağını bildiriyor. İnsanları nail oldukları nimetlerden dolayı şükür sunmaya davet edip, nankörlükten sakındırıyor. Evvelki Peygamberlerin de tekzibine uğramış olduklarını beyan ile Resûl-i Ekrem'e teselli vermektedir. Şöyle ki: (Allah) Celle Celâlûhu Hazretleri (insanlara rahmetinden neyi açarsa) kendi rahmet hazinelerinden maddî ve manevî ne gibi nimetler verirse, sıhhat, servet, ilim ve hikmet gibi neler ihsan buyurursa (sonra onun için tutacak yoktur) o açılan rahmet kapılarını tutup kapamaya muktedir bir mahlûk bulunamaz, (ve) 0 Hikmet Sahibi Yaratıcı (neyi tutarsa) hangi bir kulunu hangi bir nimetten hikmet gereği mahrum bırakmak dilerse (artık bundan sonra) Cenab-ı Hak'kın onu tutup men ettiğini müteakip (onu salıverecek yoktur) hiçbir kimse, Hak Teâlâ'nın mahrum bıraktığı bir şahsı bir nimete kavuşturamaz, o şahsa yönelen bela ve musibeti açıp onu kurtaramaz, (ve aziz, hâkim olan) Yani: Her dilediğini yapmaya kadir, herşeye galip ve her iradesi, yaratması bir hikmet ve faydaya dayanmış bulunan ancak (O'dur) 0 Kâinatın Yaratıcısı Hazretleridir. Binaenaleyh insanlar her hususta Cenab-ı Hak'ka dayanmalı ve sığın mal id ı r. Feyz ve bereketi onun rahmetinden beklemelidir. Bir dünyevî varlık ümidiyle hakkın emirlerine aykırı harekette bulunarak herhangi bir şahsa güvenmemelidir. İnsan bir nimete nail olursa o mutlaka Cenab-ı Hak'kın takdir ve yaratması iledir, bundan dolayı şükr etmelidir. Bir mahrumiyete maruz kalırsa bu da bir hikmete dayanmaktadır ve çok kere de kendi kusurlarının bir neticesidir. Artık durumunu düzeltmeye çalışmalıdır. Dünyevi bir ümit ile ona buna yaltaklık etmek İslâm ahlâkına aykırıdır. Ey insanlar!. Allah'ın üzerinizde olan nimetini hatırlayınız. Allah'tan başka sizi göklerden ve yerden rızıklandıran bir Hâlık var mıdır?. O'ndan başka ilâh yoktur. 0 hâlde nereden dondurulmuş oluyorsunuz?. 3. Evet. (Ey insanlar!.) Ey Cenab-ı Hak'kın kulları. (Allah'ın üzerinizde olan nimetini hatırlayınız) 0 nimetleri lisanen ve kalben anınız. Sizi var eden O'dur, size sıhhat, akıl, servet, vesaire veren O'dur. Bu yaşadığınız muhitte ne kadar çeşitli nimetlere nail oluyorsunuz. (Allah'tan başka sizi göklerden ve yerden rızıklandıran bir Yaratıcı var mıdır?.) Elbette ki, yoktur. 0, ortak ve benzerden münezzeh olan Kâinat'ı Yaratanın bir lütfudur ki, göklerden muhitinize yönelen ışıklar ile, havalar ile, yağmurlar ile sizi yaşatıyor, yerden meydana getirdiği çeşit çeşit ürünler ile de sizi besliyor, nimetlere nail buyuruyor. Evet.. Şüphe yok ki, (ondan) o Kerem Sahibi rızık vericiden (başka ilâh yoktur) Yaratıcılık ve mabûdluk yalnız O'na mahsustur (o halde nereden döndürülmüş oluyorsunuz?.) Hak Teâlâ'nın bir Yüce Yaratıcı, bir kerem sahibi rızık veren olduğu böylece malum iken ne için siz Allah'ı birlemekten ayrılıyorsunuz?. Bir takım mahlûkatı o Kâinat'ı Yaratana ortak ediyorsunuz?. Öyle fani, âciz şeylere tapınıp duruyorsunuz?. Bu ne gaflet, ne cehalet!. İşte bu ilâhi hitap!. Bütün inkarcı insanlığa müteveccih olduğu gibi özellikle asr-ı saadetteki Mekke-i Mükerreme müşriklerine de müteveccih bulunmuştur. Onlar Hz. Peygamber'i ya lan yanlar, nail oldukları o muazzam nimetin kadrini bilmiyerek küfr içinde yaşamak istiyorlardı. "Yü'fekûn" kelimesi "Efek" kelimesinden alındığına göre manası: İmândan nasıl çevriliyor, küfre döndürülüyorsunuz demektir. "Ifk" kelimesinden türemiş olduğuna göre de manâsı: Allah'ın birliğini tekzib size meneden vaki oluyor demektir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014