26-Şuara Suresi 214. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve en yakınların olan aşiretini korkut. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve en yakın akrabanı uyar. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Cenab-ı Hak, o Yüce Peygamberine şöyle de emir ediyor: (Ve) Ey Resulüm!, (en yakın akrabanı uyar) sana derece derece yakınlıkları olan kimseler de küfür ve isyandan sakındır, yalnız bir yüce yaratıcıya duada, ibadette bulunmalarını kendilerine tebliğ et, buna muhalefetin ne kadar büyük azabı gerektireceğini onlara ihtar buyur. "Rivayet olunuyor ki: Bu âyeti kerime nazil olunca Resûl-i Ekrem Efendimiz, safa tepesine şeref vermiş, ve nida buyurarak kureyş taifelerini taplamış, onlara hitab
ederek: Ey Keab oğulları!. Ey Abdulmuttalib oğulları!. Ey Haşim oğulları!. Nefislerinizi ateşten koruyunuz. Ey Ebubekir'in kızı Ayşe!. Ey Ömer'in kızı Hafza!. Ey Muhammed'in kızı Fatima!. Ey Muhammmed'in halası Safiye!. Nefislerinizi ateşten koruyun. Çünkü, ben sizden bir şey bertaraf etmeğe kadir değilim. Diyerek öğüt vermiştir. Şöyle de nakledilir ki: Yüce Peygamber, sefa mevkiinde toplanan Kureyş topluluğuna hitaben buyurmuş ki: "Şu dağın arkasında bir süvari bölüğü var, üzerinize hücum etmek istiyorlar" diyecek olsak beni tasdik eder misiniz?. Onlar da demişler ki:
Evet.. Tasdik ederiz, biz senden doğruluktan başka bir şey görmedik. Bunun üzerine o Yüce Peygamber de buyurmuş ki, öyle ise ben sizi şiddetli bir azaptan korkutucuyum. Artık benim sözüme itimat ederek öyle bir azabı gerektirecek hareketleri terk ediniz. Böyle pek iyilik sever bir tenbihe rağmen Ebu Cehl, Ebu Leheb gibi kâfirler, sen bizi bunun için mi buraya topladın? Diyerek dağılıp gitmişlerdir.
|