KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

19-MERYEM SURESI (98 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Meryem Suresi 75  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 19/75
19-MERYEM SURESI - 75. AYET    Mekke
قُلْ مَنْ كَانَ فِي الضَّلَالَةِ فَلْيَمْدُدْ لَهُ الرَّحْمَٰنُ مَدًّا ۚ حَتَّىٰ إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ إِمَّا الْعَذَابَ وَإِمَّا السَّاعَةَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ شَرٌّ مَكَانًا وَأَضْعَفُ جُنْدًا -75
Kul men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya´lemune men hüve şerrum mekanev ve ad´afü cünda
19-Meryem Suresi 75. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: De ki: «Her kim sapıklık içinde ise onun için Rahmân uzattıkça uzatsın (onlara dilediklerini versin) ne ehemmiyeti var! Vaktâ ki, vaadolunduklarını, ya azabı veya Kıyamet gününü görürler, artık mekanca daha şerli ve yardımcılarca daha zayıf kim olduğunu bilmiş olacaklardır.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: De ki: Her kim sapıklık içinde ise onun için rahman uzattıkça uzatsın -onlara dilediklerini versin- ne ehemmiyeti var!. Ne zaman ki va'd olunduklarını, ya azabı veya kıyamet gününü görürler, artık mekânca daha şerli ve yardımcılarca daha zayıf kim olduğunu bilmiş olacaklardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, müslümanlara karşı varlıklariyle övünerek cephe alan inkarcıların ne kadar dünya varlığına sahip olsalar da sonunda pek acıklı felâketlere uğrayacaklarını ihtar ediyor, inananlara ve hidayete erenlere ise pek mükâfatlı, pek hayırlı bir geleceğe nail olacaklarını müjdelemektedir. Şöyle ki: Yüce Resulüm!. 0 servetlerine, mevkilerine güvenen inkarcılara (de ki: Her kim) sizin gibi (sapıklık içinde ise) küfr ve dalâlet ile vakit geçirmekte ise (onun için rahman) ihsanı sonsuz olan Kâinatın Yaratıcısı (uzattıkça uzatsın) diledikleri dünya varlığını versin, ne ehemmiyeti var?. Yani: 0 Hikmet Sahibi Yaratıcı, böyle kimselere derece derece helake götürmek üzere birçok nimet verir, onların ömürlerini uzatır, servetlerini arttırır. Fakat bunlar geçicidir, uhrevî sorumluluğu gerektirir. Artık bunlar ile iftihar etmeleri uygun değildir. (Vaktaki) o dünyevî varlıklarına aldanıp hakkı kabul etmeyenler, Allah tarafından (va'd olunduklarını) tehdit etmek için vaad olunan şeyleri, yani (ya azabı) müslümanların kendilerine galip gelmeleriyle kahrolunacaklarını veya berzahtaki azabı (veya kıyamet gününü) o inkâr ettikleri -ahiret âlemini (görürler) dünyada varlıklarından hiçbir fâide göremez olurlar. (Artık mekânca) ikametgâhça, yurt vesairece (daha şerli) daha yaramaz, hayırdan daha uzak (ve yardımcılarca daha zayıf) yardımdan, imdada yetişeceklerden daha mahrum (kim olduğunu bilmiş olacaklardır) artık iki gruptan haddizatında hangisinin daha üstün, hangisinin hakikî bir servete ve yardıma nail olduğunu anlayacaklardır. Hidayete, saadete ermiş olan zatların o küçümsemiş oldukları inanlardan ibaret olduğu belirmiş olacaktır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014