KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

14-İBRAHIM SURESI (52 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali İbrahim Suresi 9  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 14/9
14-İBRAHIM SURESI - 9. AYET    Mekke
أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ ۛ وَالَّذِينَ مِنْ بَعْدِهِمْ ۛ لَا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا اللَّهُ ۚ جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرَدُّوا أَيْدِيَهُمْ فِي أَفْوَاهِهِمْ وَقَالُوا إِنَّا كَفَرْنَا بِمَا أُرْسِلْتُمْ بِهِ وَإِنَّا لَفِي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَنَا إِلَيْهِ مُرِيبٍ -9
E lem ye´tiküm nebeüllezıne min kabliküm kavmi nuhıv ve adiv ve semude vellezıne mim ba´dihim la ya´lemühüm ilellah caethüm rusülühüm bil beyyinati fe raddu eydiyehüm fı efvahihim ve kalu inna kefarna bima ürsiltüm bihı ve inna le fı şekkim mimma ted´unena ileyhi mürıb
14-İbrahim Suresi 9. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Size sizden evvelkilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin (ki onları Allah´tan başkası bilmez) haberleri gelmedi mi? Onlara peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi. Onlar ellerini ağızlarına itmişler ve demişlerdi ki: «Biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik ve biz kendisine bizi dâvet ettiğiniz şey hakkında şüphe yok ki, kuşkulandırıcı bir şey içindeyiz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Size sizden evvelkilerin, Nuh, Ad, ve Semud kavminin ve onlardan sonrakilerin ki, onları Allah'tan başkası bilmez, haberleri gelmedi mi?. Onlara Peygamberleri mucizelerle gelmişlerdi. Onlar ellerini ağızlarına itmişler ve demişlerdi ki: Biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkâr ettik ve biz kendisine bizi davet ettiğiniz şey hakkında şüphe yok ki, kuşkulandırın bir şüphe içindeyiz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de geçmiş kavimlerin tarihî hallerine nazarı dikkati çekiyor. Peygamberlerin kavimlerine vermiş oldukları nasihatlardan bazısını, o kavimlerinde bu nasihatları nasıl kabul ve inkâr ettiklerini bildiriyor ve Yüce Peygamberlerin kavimlerine Allah'ın birliğini tebliğ, İmanın ve dine davetin yüce gayesini telkin buyurmuş olduklarını, buna rağmen o kavimlerinde ne kadar inkarcı bir tarzda müdafaada ve talepte bulunmuş olduklarını beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey bütün inkarcılar! Veya ey Hz. Musa'nın kavmi olup da onun peygamberliğini kabul etmeyenler!. (Size sizden evvelkilerin) bir çok eski milletlerin, kısacası (Nuh, Ad, Semud kavminin) haberleri gelmemiş midir? Bir kere onları düşünmeli değil misiniz? Siz onların hayat tarihlerine, başlarına gelen felâketlere dair bilgi sahibi bulunmaktasınız (ve onlardan) o üç kavimden (sonrakilerîn) daha nice kavimlerin (ki, onları) bütün o kavimlerin sayılarını, durumlarını, akıbetlerini (Allah'tan başkası bilmez) işte Allah Teâlâ tarafından size bildirilen kavimlerin (haberleri) size (gelmedi mi?) elbette gelmiş bulunmaktadır. Evet.. (Onlara) o haber verilen kavimlere (Peygamberleri mucizelerle gelmişlerdi.) onları en açık deliller ile, hârikalar göstermekle Hak dine davet etmişlerdi, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak istemişlerdi. Buna rağmen (onlar ellerini ağızlarına itmişlerdi) yani: Ellerini kendi ağızlarına tıkayarak Peygamberlerine karşı düşmanlıklarını inkârlarını göstermek istemişlerdi. Veyahut Peygamberlerin açıklamalarını işitince hayrete düşmüşler, alay etme yoluyla gülmeğe başlamışlar, bu edepsizce hallerini göstermemek için ellerini ağızlarına kapatıvermişlerdi. Nitekim çokça gülmeğe tutulan bir kimse de elini ağzına tıkayıverir. (Ve) o inkarcılar (demişlerdi ki,) ey Peygamberlik iddiasında bulunanlar!. (Biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi) iddia eylediğiniz Allah'ın birliğini (inkâr ettik) biz onu tasdik edici değiliz, (ve biz kendisine bizi davet ettiğiniz şey hakkında) din hususunda (şüphe yok ki, kuşkulandırın) kalbe şek ve şüphe bırakan, töhmet verici olan, kanaat oluşmasına engel bulunan (bir şüphe içindeyiz) Artık ey Peygamberler!. Biz sizi nasıl tasdik edebiliriz?. § Bu âyet-i kerime gösteriyor ki, Hz. Adem'den itibaren dünyaya gelmiş olan kavimlerin miktarını, zamanlarını tamamen bilmek bizim için mümkün değildir. Nice tarihî haller insanlıkça meçhul kalmıştır. "Ve onları Allah Teâlâdan başkası bilmez" buyurulması bunu bildirmektedir. İlâhî kitaplar ise en fazla uyanmaya, istifadeye yardım edecek olan tarihî durumlardan insanlığı haberdar buyurmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014