KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

21-ENBIYA SURESI (112 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Enbiya Suresi 84  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 21/84
21-ENBIYA SURESI - 84. AYET    Mekke
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِنْ ضُرٍّ ۖ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرَىٰ لِلْعَابِدِينَ -84
Festecebna lehu fe keşefna ma bihı min durriv ve ateynahü ehlehu ve mislehüm meahüm rahmetem min ındina ve zikra lil abidın
21-Enbiya Suresi 84. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Biz de O´nun duasını kabul ettik de O´nda olan ızdırabı açıverdik ve O´na ehlini ve onlar ile beraber onların bir mislini kendi tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir mev´ize olmak üzere verdik.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Biz de onun duasını kabul ettik de onda olan ıstırabı açıverdik ve ona ailesini ve onlar ile beraber onların bir mislini kendi tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir öğüt olmak üzere verdik.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Cenab-ı Hak buyuruyor ki: (Biz de onun) Eyüp Aleyhisselâm'ın (duasını kabul ettik de) niyazına icabet eyledik te (onda olan ıstırabı açıverdîk) hastalığını giderdik, kalp huzurunu iade ettik (ve ona ehlini) erkek ve kız çocuklarını tekrar verdik, ölenleri dirilttik veya onların adedince kendisine evlât ihsan eyledik (ve onlar ile beraber onların bir mislini) de (kendi tarafımızdan bir rahmet) bir ilâhî lütuf olarak (ve ibadet edenler için) İmân ve iyi hal sahipleri için de (bir öğüt olmak üzere verdik) Eyüb Aleyhisselâm'ı böyle birçok evlada nail kıldık. Bu hal, o muhterem Peygamber için bir ilâhî rahmet olmuştur. Diğer müminler içinde bir nasihattir ki, insanlık hali hasta oldukları, bazı nimetlerden mahrum kaldıkları zaman üzüntüye kapılmasınlar, Cenab-ı Hak'tan ümitlerini kesmeyip sabretsinler, ihlaslıca dua ve niyazda bulunsunlar. Onlar yine sıhhatlere, nimetlere nail olabilirler, dünyada olmasalar da ahirette bu dünyevî ıstırapların, mahrumiyetlerin mükâfatını görürler. İşte Hz. Eyüb'ün kıssası, bir ibret örneği teşkil etmektedir. § Eyüb Aleyhisselâm, Ishak Aleyhisselâm'ın oğlu ilyasın evlâdındandır. Hz. İsa'nın doğumundan sekiz asır evvel yaşamış olduğu zannediliyor. Annesi de Lût Aleyhisselâm'ın evlâdından imiş. Dımışk tarafında birçok serveti ve evlâdı var idi. Eşi de Yusuf Aleyhisselâm'ın oğlu Efrayim'in kızı Rahime bulunuyordu. Kendisi peygamber olduğu gibi kendisinden sonra "Bişr" adındaki oğlu da peygamberliğe nail olmuştur. Hz. Eyüb, bir ilâhî imtihan olmak üzere üzüntülere mâruz kaldı, deniliyor ki: Evi yıkılıp on kadar çocuğu altında kalarak vefat etti. Malları elinden çıktı, onsekiz veya onüç sene kadar hasta oldu. Bununla beraber hastalığı insanların nefretini çekecek bir vaziyette değildi. Öyle hastalıklardan Peygamberler bir hikmet gereği korunmuşlardır. Bu muhterem zat, bütün bu musibetlere karşı sabrediyordu. Hattâ deniliyor ki: Eşi birgün kendisine demiş ki: Cenab-ı Hak'ka dua etsen olmaz mı ki, bu dertleri senden gideriversin. 0 da demiş ki: Benim bolluk ile, geçim genişliği ile yaşadığım müddet seksen senedir, bu darlık, hastalık müddetini ise o genişlik müddetine kavuşmuş değildir. Artık ben Allah Teâlâ'dan utanırım ki, ona dua ederek bu halin giderilmesini temenni edeyim. Maamafih bir takım dinsizler, eğer o Peygamber olsa idi böyle musibetlere mâruz kalmazdı, demişler ve kendisi de pek perişan bir halde bulunmuş olduğu için secdeye kapanmış, "Yarabbi!. Beni zarar kapladı, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin, diye duada bulunmuş, hemen kendisine bir nida gelerek denilmiş ki: başını kaldır, duan kabul olundu, ayağını yere vur, o da vurmuş, yerden bir su kaynayıp çıkmış, onunla yıkanmakla bedeninin dışındaki hastalıktan bir eser kalmamış, ayağını tekrar yer vurmuş, diğer bir göze meydana gelmiş, ondan içince de içerisinde ne hastalık adına bir şey kalmamış, tamamen sıhhat bulup kendisine gençlik ve güzelliği yeniden geli vermiştir. Ve daha sonra evlâdı da dünyaya gelmiş, vefat eden çocuklarının iki misli çocuklara nail olmuştur. Hz. Eyüb, pek yüce bir şahıs idi, fakirlere çok merhametli bulunurdu, misafirlere, yetimlere pek ziyade bakardı. Kendisine kavminden yedi kişinin imân etmiş olduğu rivayet olunuyor. Yüzkırk sene kadar yaşamış olduğu tahmin ediliyor, doksan üç sene kadar yaşamış olduğu rivayet edilmiştir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014