KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

57-HADID SURESI (29 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Hadid Suresi 27  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 57/27
57-HADID SURESI - 27. AYET    Medine
ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلَىٰ آثَارِهِمْ بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنْجِيلَ وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ إِلَّا ابْتِغَاءَ رِضْوَانِ اللَّهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَا ۖ فَآتَيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا مِنْهُمْ أَجْرَهُمْ ۖ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ -27
Summe kaffeyna ´ala asarihim birusulina ve kaffeyna bi´ıysebni meryeme ve ateynahul´inciyle ve ce´alna fiy kulubilleziynettebe´uhu re´feten ve ramheten ve rehbaniyyetenibtede´uha ma ketebnaha ´aleyhim illebtiğae rıdvanillahi fema re´avha hakka ri´ayetiha feateynelleziyne amenu minhum ecrehum ve kesiyrun minhum fasikune.
57-Hadid Suresi 27. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Sonra onların izleri üzerine peygamberlerimizi yolladık ve Meryem´in oğlu İsâ´yı da gönderdik ve O´na İncil´i verdik ve O´na tâbi olanların kalblerinde bir şefkat ve merhamet vücuda getirdik ve bir ruhbaniyet ihdas ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmamıştık, ancak Allah´ın rızasını aramak için onu iltizam ettiler. Sonra ona bihakkın riâyette bulunmadılar, artık onlardan imân edenlere mükâfaatlarını verdik ve onlardan birçokları ise fâsık kimselerdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Sonra onların izleri üzerine peygamberlerimizi yolladık ve Meryem´in oğlu İsâ´yı da gönderdik ve O´na İncil´i verdik ve O´na tâbi olanların kalblerinde bir şefkat ve merhamet vücuda getirdik ve bir ruhbaniyet ihdas ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmamıştık, ancak Allah´ın rızasını aramak için onu iltizam ettiler. Sonra ona bihakkın riâyette bulunmadılar, artık onlardan imân edenlere mükâfaatlarını verdik ve onlardan birçokları ise fâsık kimselerdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Sonra onların izleri üzerine Peygamberlerimizi yolladık ve Meryem'in oğlu İsa'yı da gönderdik ve ona İncil'i verdik ve ona tâbi olanların kalplerinde bir şefkat ve merhamet meydana getirdik ve bir ruhbanlık icat ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmamıştık, ancak Allah'ın rızasını aramak için -onu yaptılar- sonra ona tam manasiyle riâyetle riâyette bulunmadılar artık onlardan îman edenlere mükâfatlarını verdik ve onlardan bir çokları ise fâsık kimselerdir. 27. (Sonra onların) O önceki Peygamberlerin (izleri üzerine) diğer (Peygamberlerimizi) de (yolladık) asırlar geçtikçe diğer Peygamberler de kavimlerine gönderilmiş oldular, (ve) Özellikle (Meryem'in oğlu İsa'yı da) Peygamber olarak (gönderdik) o da annesi tarafından Hz. İbrahim'in soyundan bulunmuştur, (ve ona) Hz. İsa'ya (İncil'i verdik) ki, bir çok şer'î hükümleri kapsar ve Tevrat'taki bâzı hükümleri hafifletici ve son peygamberlerin dünya âlemine teşrif edeceğini müjdeleyici bulunmuştur, (ve ona tâbi olanların) Yâni: Isâ Aleyhisselâm'ın dinine samimiyetle sarılanların (kalplerinde bir şefkat) büyük bir rikkat, serleri defetme kabiliyeti (ve bir merhamet) bir koruma duygusu, bir hayır kazanma meziyeti (vücuda getirdik ve) sonra onlar (bir rehbâniyet ihdas ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmamıştık) onu biz onlara farz kılmadık. Onu kendileri iradeleriyle yapmış oldular. Şöyle ki: İnsanlar ile temastan ayrıldılar, mabetlerde bir köşeye çekilmiş olarak yaşadılar, evlenmeyi terkettiler, kendilerine haram kıldılar, kalın libaslar giydiler garibâne bir vaziyet aldılar, (ancak Allah'ın rızâsını aramak için» O ruhbanlığı kendilerine gerekli kıldılar. Fakat (sonra ona gerektiği gibi rivayete bulunmadılar) onu kötüye kullandılar. Hattâ bir çokları teslise inandılar, Allah'ın birliği inancına dayanmış olan İsa'nın dinini inkâr ettiler. Bir takım zındık hükümdarlarının bâtıl dinlerine girdiler, (artık onlardan îman edenlere mükâfatlarını verdik) yâni: Hz. İsa'nın dinini, sahîh îman ile kabul ve o dinin haber verdiği Hz. Muhammed'in peygamberliğini tasdik eyleyenleri lâyık oldukları nîmetlere, kat, kat sevaplara kavuşturduk. Onlar, Allah'ın rızâsına nail bulunmuş oldular, (ve onlardan) O rehbaniyeti icat edenlerden bir çokları da bilâhare pek yanlış hareketlerde bulunmuş, İncil'i değişikliklere uğratmış oldular. Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu tanıdılar, Hz. Muhammed'in Peygamberliğini inkâr ettiler Cenab-ı Hak'kın tay'in buyurmuş olduğu dinin sınırlarından dışarıda kalmış bulundular. Artık gerçekten akıllı, düşünen insanlar elbette ki: O gibi sapık kimselere bir kıymet vermezler, onların sözlerine, işlerine iltifat tenezzülünde bulunmazlar. Hakikî bir dinin akıl ve hikmete uygun olan yüksek beyanları ile kalplerini aydınlatmaya çalışır dururlar.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014