KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

16-NAHL SURESI (128 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 *24* 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nahl Suresi 106  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 16/106
16-NAHL SURESI - 106. AYET    Mekke
مَنْ كَفَرَ بِاللَّهِ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِهِ إِلَّا مَنْ أُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْإِيمَانِ وَلَٰكِنْ مَنْ شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِنَ اللَّهِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ -106
Men kefera billahi mim ba´di ımanihı illa men ükrihe ve kalbühu mutmeinüm bil ımani ve lakim men şeraha bil küfri sadran fe aleyhim ğadabüm minellah ve lehüm azabün azıym
16-Nahl Suresi 106. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Kalbi imân ile mutmain olduğu halde icbar edilen müstesna, velâkin her kim imânından sonra Allah Teâlâ´yı inkâr eder de küfre sine açarsa işte onların üzerine Allah´tan bir gazap vardır ve onlar için pek büyük bir azap da vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Kalbi İmân ile dolu olduğu halde zorlanan müstesna, fakat her kim imanından sonra Allah Teâlâ'yı inkâr eder de küfre kalbini açarsa işte onların üzerine Allah'tan bir gazap vardır ve onlar için pek büyük bir azap da vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, dinden dönerek kalben ve lisânen kâfir olanlar ile bir zorlamadan dolayı sözle kâfir olanların haklarındaki dînî hükme işaret ediyor, öyle küfürlerinden dolayı kalpleri ferahlamış olanların Allah'ın gazabına ve büyük bir azaba mâruz kalacaklarını ihtarda bulunuyor. Onların dünya hayatını ahiret hayatına tercih ettiklerinden dolayı nasıl bir felâkete uğradıklarını ve nasıl ebedî bir ziyana uğrayacaklarını da beyan buyuruyor. Şöyle ki: (Kalbi İmân ile dolu) sağlam inancı değişimden korunmuş (olduğu halde) küfrü söylemesi için (zorlanan) hayatına kasdetmek veya bir uzvunu kesmek gibi bir şey ile korkutulan bir mümin, böyle bir zorlamadan dolayı sözle küfrü kabul etse o (müstesna) dır. Böyle bir zorlamadan dolayı küfrünü ortaya koyduğu için kâfir olmaz. Önemli olan kalbidir, yeterki kabindeki İmân sabit bulunsun. (Fakat) öyle olmayıp da (her kini imandan sonra) İslâmiyeti kabul etmiş iken bilâhare (Allah Teâlâ'yı inkâr eder) küfrünü itiraf eder veya küfrü gerektiren bir hareketi tercihde bulunur (da küfre kalbini açarsa) yani: Küfrü kabul etmesi için göğsünü genişletir, kalbi ferah olarak razı olursa (işte onların üzerine Allah'tan) Allah tarafından pek muazzam (bir gazap vardır) korkunçluğunu tayinden âciz bulunduğumuz pek büyük bir şiddet takdir edilmiştir (ve onlar için pek büyük bir azap da vardır) onlar bu irtidatlarının öyle müthiş cezasını ahiretde göreceklerdir. . § İkrah: Lügatte bir kimseyi istemediği bir sözü söylemeğe veya bir işi yapmaya zorlamaktır. Istilâhta ikrah, bir kimseyi tehdit ile, korkutmakla rızası olmaksızın bir sözü söylemeğe veya bir işi yapmaya haksız yere sevketmektir. Buna "icbar" da denilir. Ve bu ikrah iki kısma ayrılır. Birincisi: "İkrahı mülef'dir ki: Bu öldürmekle, organ kesmekle veya bunlardan birine sebep olacak şiddetli bir ceza ile yapılan zorlamadır ki, zorlananın rızasını yok eder, iradesini bozar, bununla beraber asıl iradesi yine sabit bulunur. İkincisi de "ikrahı gayrı müler'dir ki: Yalnız üzüntü ve kederi gerektirecek derecedeki dövmek ve hapsetmek gibi şeyler ile yapılan zorlamadır ki, zorlananın rızasını giderirse de iradesini bozmuş olmaz. Bu zorlamaların hükümleri ise şöyledir: (1) Bir mümin bir "ikrahı mülerden dolayı sözle küfrü kabul etse Allah katında kâfir olmuş olmaz. Yeter ki, kalben imanında sebat etmiş olsun. Bununla beraber böyle bir zorlamaya rağmen sebat edip de küfrü sözle de olsa kabul etmezse faziletli olan yolu tercih etmiş olur, bu yüzden öldürülrse şehit sayılır, İslâmiyeti ilk kabul edenlerden olan "Ammar" ile babası "Yâsir" ve annesi "Sümmeyye" böyle bir zorlamaya mâruz kalmışlardı. Babası ile.valdesi sebat ederek öldürülmüşlerdi. Islâmiyette ilk şehit edilen bu iki zattır. Ammar ise kalben imanında sabit olduğu halde uğradığı zorlamadan dolayı sözle küfrü kabul etmişti. Ammarın böyle din değiştirdiğini Resûlullah'a haber verdiler, Resûl-i Ekrem ise: Hayır.. Ammar'ın bütün bedeninin organları İmân ile doludur, o dininden dönmez diye buyurmuştu. Ammar ise ağlayarak Peygamberin huzuruna geldi, o merhamet deryası Peygamberde Ammar in gözlerini sildi, ona teselli verdi, öyle bir zorlanmadan dolayı küfrü söyleyebileceğini, ondan dolayı Allah katında mes'ul olmayacağını kendisine müjdeledi. (2) Bir kimse bir "ikrahı mürr'den dolayı başkasının bir malını yok edebilir. Bu mubahtır. Maamafih başkasının malına tecavüzden kaçınırda bu yüzden öldürülürse sevaba nail olur. (3) Herhangi bir zorlamadan dolayı başkasının hayatına kasdetmek veya bir uzvunu kesmek veya onu öleceğinden korkulacak derecede dövmek veya kendi anasını babasını isterse azca olsun dövmek caiz olmaz, haramdır. Nefisler eşittir. Bir kimse kendi nefsini kurtarmak için başkasının nefsine kastedemez, anaya, babaya ezada bulunmak ise katiyyen yasaktır. (4) Zina da öldürme hükmündedir. Binaenaleyh zorlamadan dolayı zina da helâl olmaz. Hattâ Imam-ı Azam'dan bir görüşe göre bundan dolayı zina cezası da lâzım gelir. Deniliyor ki: Zorlama, şiddetli bir korkuyu icabeder. Böyle bir korku ise cinsel organın sertleşmesine mânidir. Zina yapıldığı takdirde ise onun zorlama yoluyla değil, isteyerek yapıldığı anlaşılmış olur. (5) Zorlamadan dolayı yapılan boşamalar, Imam-ı Âzam'a göre vâki olur. Imam-ı Şafiîye göre vâki olmaz. (6) İkrahı mülciden dolayı şarap içmek, domuz etini veya kendi kendine ölmüş, ölü sayılan herhangi bir hayvanın etini yemek vaciptir. Hayatı kurtarmak için bu tercih edilir bunda başkasına bir zarar yoktur ve Cenab-ı Hak'kın yasağına kasden razı olmak ve muhalefette bulunmak sözkonusu değildir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014