KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

109-KAFIRUN SURESI (6 Ayet)
1 2 3 4 5 6
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Kafirun Suresi 1  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 109/1
109-KAFIRUN SURESI - 1. AYET    Mekke
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ -1
Kul ya eyyühel kafirun
109-Kafirun Suresi 1. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: De ki: «Ey kâfirler!»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: De ki: «Ey kâfirler!»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek sûre, İslâm dininin diğerlerinden uzak olduğunu gösteriyor. İlâhî dinin başkalarına bir ihtiyacı bulunmadığını bildiriyor. Resûl-i Ekrem'in Allah'ın himayesinde olup başkalarına ihtiyacı bulunmadığına şöylece işaret buyurmaktadır. Ey Allah'ın birliğini insanlığa telkine memur olan Yüce Peygamber!. O küfürlerinde ısrar edip duran müşriklere (Deki: Ey kâfirler!.) ey hakikî dinden mahrum olan inkarcılar!. Gerçekten de Resûl-i Ekrem, Sallâlâh-ü Aleyhi Vesellem, insanlara karşı her hususta merhametle, yumuşaklıkla muamelede bulunmakla emrolunmuştu, dâima güzel şekilde hitabede, tartışmada, mücadelede bulunurdu. Şimdi bir takım müşriklere karşı: Ey kâfirler!, diye hitap etmesi, sırf bir ilâhî emre dayalıdır. Çünkü: O muhataplar, küfürlerinde ısrarlı kimseler idi, Yüce Peygamber'! Bile kendi bâtıl dinlerine sevk etmek istemişlerdi, binaenaleyh onları böyle bir hitap ile reddetmek, bir hikmet gereği olmuştu. Evet.. Bu mübarek sûrenin iniş sebebi tefsirlerde şöyle gösteriliyor: Mekke-i Mükerreme'deki müşriklerden "Velid Binil'Mugayre" As Bin-i Vâil, Esvet Bin-i Abdül'muttalip, Ümmiyye Bin-i Half; Kureyş taifesinin ileri gelenlerinden idi. Bir gün bir cemaatle Resûl-i Ekrem'in yanına geldiler, "Yâ Muhammedi. Sen gel bizim dinimize tâbi ol, biz de senin dinine tâbi olalım, seni kendi işlerimize ortak yapalım, sen bizim putlarımıza bir sene ibâdet et, biz de senin Allah'ına bir sene ibâdet edelim, eğer senin getirdiğin bir hayır ise biz de onda sana ortak olmuş oluruz. Ondan nasîb almış bulunuruz ve bizimle olan hayır ise sen de bizim işimize iştirak etmiş, ondan bir nasîb almış bulunursun" diye teklif yapmış oldular. Peygamber Efendimiz ise.. "Allah korusun!. Ben Allâh-ü Teâlâ'ya başkasını ortak edinir miyim?. Allâh-ü Teâlâ'dan başka yaratıcı, ibâdete lâyık bir şey yoktur." diyerek o müşrikleri reddetti. İşte bu olay üzerine bu sûre-i celîle nazil oldu. Resûl-i Ekrem Hazretleri de Mescid-i Haram'a gidip bunu insanlara karşı okudu, artık o kâfirler, ümitlerini kesmiş bulundular.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014