KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

19-MERYEM SURESI (98 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Meryem Suresi 97  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 19/97
19-MERYEM SURESI - 97. AYET    Mekke
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنْذِرَ بِهِ قَوْمًا لُدًّا -97
Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda
19-Meryem Suresi 97. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: İşte onu, (Kur´an´ı) senin lisanın ile kolayca kıldık ki, onunla muttakîleri müjdeleyesin ve inat eden bir kavmi de korkutasın.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: İşte onu, -Kur'an'ı- senin lisanın ile kolayca kıldık ki, onunla takva sahiplerini müjdeleyesin ve inat eden bir kavmi de korkutasın.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Kur'an'ı Kerim, insanlığa en beliğ bir lisan ile nice ibret verici kıssaları, öğütleri, tebliğ ediyor. Evet bu tebliğ, bütün müminlerin yücelttiği bir lisan ile, Peygamberimizin pek mübarek, fevkalâde fasih, beliğ Arapça olan lisanı ile yapılmış bulunuyor. Bu da bir ilâhî lütuftur, müminler arasında birliği, dayanışmayı, manevî birliği temine bir vesiledir. Zaten bir Yüce Peygamberin mübarek lisanı ona tâbi olan bütün cemiyetlerin de ortak bir lisanı demektir. Geçmiş kavimlerin lisanı muhtelif, anlaşılması pek müşkül idi. Birçokları da tarihe karışıp mahv ve yok olmuştu. Eğer o kavimlerin kıssaları, ibret verici tarihi halleri birer ibret numunesi, birer uyanma vesilesi olmak üzere böyle açık, geniş bir lisan ile tebliğ edilmemiş olsa idi, şimdiki insanlık, o geçmiş ümmetlere ait birçok vak'alardan, ibret verici hâdiselerden habersiz kalmış olurdu. İşte Hikmet Sahibi Yüce Yaratıcı bu ümmete, bir vesile ile de lütfetmiş olduğunu şöylece beyan buyuruyor. (İşte onu) o Kur'an'ı Kerim'i (senin) mübarek Arapça olan (lisanın ile) indirerek onu (kolayca) anlaşılır (kıldık ki, onunla) o Kur'an'ın âyetleriyle, kapsadığı nasihatlar ile (takva sahiplerine müjdeleyesin) Allah Teâlâ'nın emirlerine, yasaklarına riayet eden müminlere gelecekte nail olacakları nimetleri, saadetleri müjdeleyesin. (Ve inat eden bir kavmi de) Allah'a imân etmeyen, inatçı, dindarlara karşı düşmanlıkları pek şiddetli bir taifeyi de, Mekke müşriklerini de (korkutasın) dünyada ve özellikle ahirette nice felâketlere, azaplara uğrayacaklarını kendilerine ihtar edesin. Bu da bir ilâhî merhamet eseridir ki, öyle cahil, inkarcı kimseleri uyandırmak için Yüce Peygamberi böyle bir irşat ve ihtar vazifesiyle vazifeli kılmıştır. Lûd; eled kelimesinin çoğuludur. Bâtıl ile mücadelede bulunan kimse demektir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014