KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

17-İSRA SURESI (111 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali İsra Suresi 89  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 17/89
17-İSRA SURESI - 89. AYET    Mekke
وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍ فَأَبَىٰ أَكْثَرُ النَّاسِ إِلَّا كُفُورًا -89
Ve le kad sarrafna lin nasi fı hazel kur´ani min külli meselin fe eba ekserun nasi illa küfura
17-İsra Suresi 89. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Zât-ı Akdesim hakkı için ki, bu Kur´an´da nâs için her bir meselden muhtelif vecihler beyan ettik. Halbuki, nâsın ekserisi münkirler olarak kaçındılar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Kutsal varlığım hakkı için ki, bu Kur'an'da insanlar için her bir misâlden çeşitli şekiller beyan ettik halbuki, insanların çoğu inkarcılar olarak kaçındılar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Kutsal varlığım hakkı için ki, bu Kur'an'da) bu mukaddes semavî kitapta (İnsanlar için) bütün insanlığın istifadeleri için, düşünüp hakkı kabul edebilmeleri için (her bir misalden) gariplik ve güzellik itibariyle birer güzel misal mahiyetinde olan mânadan veya ibretlere, hikmetlere, kıssalara, va'd ve tehdide vesaireye ait her türlü meselelerden, gerekli mevzulardan (çeşitil şekiller beyan ettik) ruhlar üzerinde fazla tesir edebilecek usul ve üslup ile takdir ve lebi iğde bulunduk, (halbuki, insanların çoğu) küfrü tercih eden cahil, dinî hakikatları düşünme ve onlara akıl erdirmeden mahrum kimseler, (inkarcılar olarak kaçındılar) o kutsal kitabın ilâhî bir kitab olduğunu inkâra cür'et gösterdiler, onun tebliğlerini kabulden kaçınıp durdular, karşılarında tecelli eden o hakikat nurundan yarananalnayıp karanlıklar içinde kaldılar, böyle apaçık bir mucize karşılarında parlayıp dururken başka hârikalar meydana getirilmesini istemekten geri durmadılar. § Deniliyor ki; Yahudilerden veya Mekke müşriklerinden bir gurup, Kur'an'ın ilâhî kitab bir olduğunu inkâr ve onun benzerini vücude oeth'ebileceklerini iddia ettikleri için onları reddeden bu mübarek âyetler nazil olmuştur. Evet.. Kur'an-ı Kerim bir ebedî mucizedir. Şöyle ki: (1) Kur'an-ı Kerim, mahiyeti itibariyle ilâhî bir kelâmdır, ezelde, Levh-i Mahfuzda kayıtlıdır. Geçmişe, geleceğe dair birçok bilgi vermektedir ki, bunları mahlûkatın bizzat bilmesi mümkün değildir. (2) Kur'an-ı Kerim, lafızları itibariyle de muazzam bir mucizedir. Baştan başa ilmî ve hukukî mes'elelerl, hikmetli mevzuları içerdiği halde hepsini de fevkalâde bir intizam ile, bir beyan ahengi ile bir edebî üslûb ile beyan buyurmaktadır.Halbuki, en güçlü edipler de bu gibi mevzularda bu kadar belagat gösteremezler. (3) Kur'an'ı Kerim, mânâları itibariyle de pek büyük bir mucizedir. Çünkü bir nice haki katları, hikmetlere, ilâhîyata ait meseleleri ve en mükemmel bir medeniyet esaslarını içermektedir. Halbuki, Resûl-i Ekrem İlim ve marifetten mahrum bir muhitte yetişmişti. Kimseden bir şey öğrenmemişti. Bir kısım âyetler bilahara keşfedilen şeylere vaktiyle işarette bulunmuştur. Onun açıklamalarına aykırı bir şey meydana gelmemiştir. (4) Mucize Kur'an, geleceye ait bir takım hadiseleri haber vermiş ve hâdiseler öylece vücude gelmiştir. Mekke-i Mükerreme'nin fethine, Rumların iranlılara galip geleceğine dair olan haberler bu cümledendir. (5) Cenab-ı Hak, Kur'an'ın okunması ve ezberlenmesi hususunda kolaylık ihsan buyuracağını va'd etmiş ve bu ilâhî va'di gerçekleşmiştir. Nitekim az bir zaman içinde çocuklar bile Kur'an'ı güzelce öğrenip okuyabiliyorlar ve her asırda yüzbinlerce Kur'an haf izi yetişmektedir ve Kur'an-ı Kerim'in okunması, okuyanlara da, dinleyenlere de mhanî bir zevk vermektedir. (6) Kur'an'ı Kerim, bütün insanlığa, dünyada da, ahirette de refah içinde ve mes'ut bir halde yaşayabilmeleri için en lüzumlu, faideli hükümleri, vazifeleri tebliğ ve teklif buyurmaktadır. Artık onun ebedî bir mucize olduğu her şekilde görülüp durmaktadır. Binaenaleyh o ilâhî kitabın bir benzerini meydana getirmeğe elbetteki, mahlûkat kadir olamaz. Kur'an'ı Kerim'in bu beyanları gerçekleşmiş, asırlar geçtiği halde onun büyük düşmanları onun bir sûresine bile bir benzetme yapamamışlardır. 0 kutsal kitabın ebedî bir mucize olduğu bu suretle de tecelli etmiş bulunmaktadır. Bakara süresindeki (23) üncü âyeti kerimenin izahına ve "muvazzah ilmi kelâm" isimli esere de bakınız!. (Kutsal varlığım hakkı için ki, bu Kur'an'da) bu mukaddes semavî kitapta (İnsanlar için) bütün insanlığın istifadeleri için, düşünüp hakkı kabul edebilmeleri için (her bir misalden) gariplik ve güzellik itibariyle birer güzel misal mahiyetinde olan mânadan veya ibretlere, hikmetlere, kıssalara, va'd ve tehdide vesaireye ait her türlü meselelerden, gerekli mevzulardan (çeşitil şekiller beyan ettik) ruhlar üzerinde fazla tesir edebilecek usul ve üslup ile takdir ve lebi iğde bulunduk, (halbuki, insanların çoğu) küfrü tercih eden cahil, dinî hakikatları düşünme ve onlara akıl erdirmeden mahrum kimseler, (inkarcılar olarak kaçındılar) o kutsal kitabın ilâhî bir kitab olduğunu inkâra cür'et gösterdiler, onun tebliğlerini kabulden kaçınıp durdular, karşılarında tecelli eden o hakikat nurundan yarananalnayıp karanlıklar içinde kaldılar, böyle apaçık bir mucize karşılarında parlayıp dururken başka hârikalar meydana getirilmesini istemekten geri durmadılar. § Deniliyor ki; Yahudilerden veya Mekke müşriklerinden bir gurup, Kur'an'ın ilâhî kitab bir olduğunu inkâr ve onun benzerini vücude oeth'ebileceklerini iddia ettikleri için onları reddeden bu mübarek âyetler nazil olmuştur. Evet.. Kur'an-ı Kerim bir ebedî mucizedir. Şöyle ki: (1) Kur'an-ı Kerim, mahiyeti itibariyle ilâhî bir kelâmdır, ezelde, Levh-i Mahfuzda kayıtlıdır. Geçmişe, geleceğe dair birçok bilgi vermektedir ki, bunları mahlûkatın bizzat bilmesi mümkün değildir. (2) Kur'an-ı Kerim, lafızları itibariyle de muazzam bir mucizedir. Baştan başa ilmî ve hukukî mes'elelerl, hikmetli mevzuları içerdiği halde hepsini de fevkalâde bir intizam ile, bir beyan ahengi ile bir edebî üslûb ile beyan buyurmaktadır.Halbuki, en güçlü edipler de bu gibi mevzularda bu kadar belagat gösteremezler. (3) Kur'an'ı Kerim, mânâları itibariyle de pek büyük bir mucizedir. Çünkü bir nice haki katları, hikmetlere, ilâhîyata ait meseleleri ve en mükemmel bir medeniyet esaslarını içermektedir. Halbuki, Resûl-i Ekrem İlim ve marifetten mahrum bir muhitte yetişmişti. Kimseden bir şey öğrenmemişti. Bir kısım âyetler bilahara keşfedilen şeylere vaktiyle işarette bulunmuştur. Onun açıklamalarına aykırı bir şey meydana gelmemiştir. (4) Mucize Kur'an, geleceye ait bir takım hadiseleri haber vermiş ve hâdiseler öylece vücude gelmiştir. Mekke-i Mükerreme'nin fethine, Rumların iranlılara galip geleceğine dair olan haberler bu cümledendir. (5) Cenab-ı Hak, Kur'an'ın okunması ve ezberlenmesi hususunda kolaylık ihsan buyuracağını va'd etmiş ve bu ilâhî va'di gerçekleşmiştir. Nitekim az bir zaman içinde çocuklar bile Kur'an'ı güzelce öğrenip okuyabiliyorlar ve her asırda yüzbinlerce Kur'an haf izi yetişmektedir ve Kur'an-ı Kerim'in okunması, okuyanlara da, dinleyenlere de mhanî bir zevk vermektedir. (6) Kur'an'ı Kerim, bütün insanlığa, dünyada da, ahirette de refah içinde ve mes'ut bir halde yaşayabilmeleri için en lüzumlu, faideli hükümleri, vazifeleri tebliğ ve teklif buyurmaktadır. Artık onun ebedî bir mucize olduğu her şekilde görülüp durmaktadır. Binaenaleyh o ilâhî kitabın bir benzerini meydana getirmeğe elbetteki, mahlûkat kadir olamaz. Kur'an'ı Kerim'in bu beyanları gerçekleşmiş, asırlar geçtiği halde onun büyük düşmanları onun bir sûresine bile bir benzetme yapamamışlardır. 0 kutsal kitabın ebedî bir mucize olduğu bu suretle de tecelli etmiş bulunmaktadır. Bakara süresindeki (23) üncü âyeti kerimenin izahına ve "muvazzah ilmi kelâm" isimli esere de bakınız!.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014