KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

19-MERYEM SURESI (98 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Meryem Suresi 64  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 19/64
19-MERYEM SURESI - 64. AYET    Mekke
وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمْرِ رَبِّكَ ۖ لَهُ مَا بَيْنَ أَيْدِينَا وَمَا خَلْفَنَا وَمَا بَيْنَ ذَٰلِكَ ۚ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا -64
Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya (58. Ayet secde ayetidir.)
19-Meryem Suresi 64. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve (Cibril-i Emîn demiştir ki:) «Biz inemeyiz, ancak Rabbin emri ile ineriz. Ve önümüzde ve ardımızda ve bunların arasında ne varsa (hepsi) O´nun içindir ve Rabbin unutkan değildir.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve -Cibril'i Emin demiştir ki -Biz inemeyiz, ancak Rabbin emri ile ineriz. Ve önümüzde, ve ardımızda ve bunların arasında ne varsa -hepsi- o'nun içindir ve Rabbin unutkan değildir. .
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, her şeyi hakkiyle bilen Allah Teâlâ'nın emri olmadıkça Cibril'i Emin'in Kur'an âyetlerini indirmeğe selahiyeti olmadığını bildiriyor ve Cenab-ı Hakka kulluk arzına devam edilmesini emrediyor. Kendilerinin yoktan yaratılışlarını düşünmeyen bir takım gafil kimselerin öldüklerinden sonra dirilmelerini inkâr ettiklerini beyan ve onları uyanmaya davet edip inkarcı olanların nasıl müthiş bir ahiret azabına uğrayacaklarını ihtar etmektedir. Şöyle ki: Resûl-i Ekrem'den ashab-ı Kehf e, Zülkarneyine ve ruha dair bilgiler istemişlerdi. 0 Yüce Peygamber de bu hususa dair kendisine hemen ilâhî vahyin ineceğini ümit etmekte bulunmuştu. Fakat bu beklenilen ilâhî vahy, kırk veya elli gün kadar gecikti. Bu gecikmeden müteessir olan şanı yüce peygamber, bunun sebebini Cibril'i Emin'den sordu, o'da bu gecikmenin hikmetini gösteren, bu âyeti kerimeyi tebliğ etti. (Ve biz inemeyiz) yani: Biz ilâhî vahyi tebliğe memuruz. Fakat biz kendi kendimize her istediğimiz zaman yer yüzüne inip ilâhî vahyi tebli edemeyiz. (Ancak Rabbin emri ile) ineriz, ne vakit bize emr ederse o vakit gelir, taşıdığınız vahyi tebliğ ederiz. (Ve önümüzde ve ardımızda ve bunların arasında ne varsa) hepsi (o'nun içindir) yani: Geleceğe ait olan ahiret işleri de, maziye karışan dünya işleri de ve ahiret ile dünya arasındaki hâdiseler de bütün Allah Teâlâ'nın iradesine tabidir. Binaenaleyh o'nun emri olmadıkça biz bir yerden diğer bir yere gidemeyiz ve istediğimiz zaman yere inemeyiz. (Ve Rabbin unutkan değildir) o'nda unutmak düşünülemez. Binaenaleyh Ey Yüce Peygamber!. Seni de şüphe yok ki, unutmuş değildir. Dilediğin vahyin hemen gelmemiş olması, mutlaka bir hikmet ve fayda gereğidir. Artık ilâhî vahyin gecikmiş olmasından dolayı üzülme.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014