KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

42-ŞURA SURESI (53 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Şura Suresi 51  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 42/51
42-ŞURA SURESI - 51. AYET    Mekke
وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَنْ يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِنْ وَرَاءِ حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ عَلِيٌّ حَكِيمٌ -51
Ve ma kane li beşerin ey yükellimehüllahü illa vahyen ev miv verai hıcabin ev yurile rasulen fe yuhıye bi iznihı ma yeşa´ innehu aliyyün hakım
42-Şura Suresi 51. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve bir beşer için sahih değildir ki, Allah onunla mükâlemede bulunsun. Ancak vahy ile veya bir hicap arkasından (kelâm ile) veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahyettirmesi ile (olan mükâleme) müstesna. Şüphe yok ki O, pek yücedir, çok hikmet sahibidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve bir insan için doğru değildir ki, Allah onunla konuşsun. Ancak vahy ile veya bir perde arkasından -sözle- veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahy ettirmesi ile -olan konuşma- müstesna. Şüphe yok ki, O, pek yücedir, çok hikmet sahibidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Evet.. O Yüce Yaratıcının her emri her fiili bir hikmet ve fayda üzere tecelli eder, peygamberlerine de bir hikmet ve fayda dairesinde peygamberlik ve risâlet vermiştir, onları da öyle ruhanî nimetlere nail buyurmuştur, onlara da dinî hükümleri bir hikmet ve yücelik yönüyle bildirmiştir. (Ve bir insan için) insan fertlerinden herhangi bir zât için (doğru) lâyık, kolay ve takdir edilmiş (değildir ki, Allah onunla konuşmada bulunsun) çünkü, Peygamberler, maddiyat âleminde, zaman ve mekân içinde bulunmuşlardır. Cenab-ı Hak ise maddiyattan, zaman ve mekândan uzaktır, kullarıyla bir mekânda karşı karşıya gelip konuşmaktan yücedir, aralarında nice bir nice mânevi perde vardır (ancak) Allah Teâlâ dilediği şeyleri herhangi bir Peygamberine üç şekilden biriyle bildirir. Şöyle ki: Birinci: (vahyile) Bildirir. Yâni dilediği şeyi, arada bir vasıta olmaksızın gizli bir söz ile veya doğru bir rüya ile Peygamberlerinin kalbine düşürür, ilham eder. İlâhî hitabını işitip telâkki etmeğe o Peygamberini muvaffak kılar. Nitekim İbrahim Aleyhisselâm'a kurban etmesi öyle bir rüya ile vahyedilmişti. (veya bir perde arkasından) Bir kelâm, ile bildirir, ilâhî hitabını Peygamberine bu şekilde işittirir, telkin buyurur ki, ilâhî kelâmı işitildiği hâlde yüce zâtı görülmüş olmaz. Nitekim Musa Aleyhisselâm böyle bir ilâhi vahye nail olmuştu. Bu da ikinci şekildir (veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle) ilâhî müsaadesiyle kendisinin (dilediğini) o elçi vasıtasiyle (vahy ettirmesi ile) öyle bir konuşma şekliyle bildirir. Bu da üçüncü bir şekildir. Nitekim bizim Peygamberimize ve diğer Peygamberlere Cibril-i Emin vasıtasiyle birçok vahyler, tebliğler vâki olmuştur. Bu vahylerin Allah tarafından olduğu, o Peygamberlerin kavuştukları mucizeler ile desteklenmiş ve kuvvetlendirilmiştir. İşte böyle üç şekilde olan konuşma (müstesna) bunlardan herhangi biriyle Cenab-ı Hak Peygamberlerine dilediği şeyleri vahyedip bildirmiştir, (şüphe yok ki, o) Kâinatın yaratıcısı (pek yücedir) mekândan münezzehtir mahlükatının sıfatiyle vasıflanmış olmaktan yücedir. O Yüce Yaratıcı »çok hikmet sahibidir.) onun bütün ilâhî fiilleri, birer hikmet yolu üzere cereyan etmektedir, işte Peygamberlerine de hikmet gereğine göre bu üç nevi vahyden biriyle dilediği şeyleri bildirir, onları ilâhî kelâmından ve ilâhî kitaplarından haberdar buyurur,

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014