KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

33-AHZAB SURESI (73 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Ahzab Suresi 50  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 33/50
33-AHZAB SURESI - 50. AYET    Medine
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَحْلَلْنَا لَكَ أَزْوَاجَكَ اللَّاتِي آتَيْتَ أُجُورَهُنَّ وَمَا مَلَكَتْ يَمِينُكَ مِمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْكَ وَبَنَاتِ عَمِّكَ وَبَنَاتِ عَمَّاتِكَ وَبَنَاتِ خَالِكَ وَبَنَاتِ خَالَاتِكَ اللَّاتِي هَاجَرْنَ مَعَكَ وَامْرَأَةً مُؤْمِنَةً إِنْ وَهَبَتْ نَفْسَهَا لِلنَّبِيِّ إِنْ أَرَادَ النَّبِيُّ أَنْ يَسْتَنْكِحَهَا خَالِصَةً لَكَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ ۗ قَدْ عَلِمْنَا مَا فَرَضْنَا عَلَيْهِمْ فِي أَزْوَاجِهِمْ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ لِكَيْلَا يَكُونَ عَلَيْكَ حَرَجٌ ۗ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا -50
Ya eyyühen nebiyyü inna ahlelna leke ezvacekellatı ateyte ücurahünne ve ma meleket yemınüke memma efaellahü aleyke ve benati ammike ve benati ammatike ve benati halike ve benati halatikellatı hacerne meake vemraetem mü´mineten iv vehebet nefseha lin nebiyyi in eraden nebiyyü ey yestenkihaha halisatel leke min dunil mü´minın kad alimna ma feradna aleyhim fı ezvacihim ve ma meleket eymanühüm li keyla yekune aleyke harac ve kanellahü ğafurrar rahıyma
33-Ahzab Suresi 50. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz sana helâl kıldık, mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah´ın sana ganîmet olarak verdiğinden mülk-i yeminin olan cariyeleri ve seninle beraber hicret etmiş bir amcan kızlarını ve hâlan kızlarını ve dayın kızlarını ve teyzen kızlarını ve bir de imân etmiş bir kadın, eğer nefsini peygambere bağışlarsa peygamber de onu taht-ı nikâhına almak isterse o da sâir mü´minlere değil (ey Peygamber) sana mahsus olmak üzere helâl kılınmıştır. Onların (diğer mü´minlerin) üzerine zevceleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında ne farzetmiş olduğumuzu elbette bilmişizdir. Sana bu böyle bir âile teşkilini helâl kıldık, tâ ki senin üzerine bir darlık olmasın. Ve Allah yarlığayıcı, bağışlayıcıdır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ey Peygamber!. Şüphe yok ki, biz sana helâl kıldık, mehrlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdiğinden elinin altında bulunan cariyeleri ve seninle beraber hicret etmiş bir amıcan kızlarını ve halan kızlarını ve dayın kızlarını ve teyzen kızlarını ve bir de imân etmiş bir kadın eğer nefsini Peygambere bağışlarsa Peygamber de onu nikâhı altına almak isterse o da diğer müminlere değil -Ey Peygamber- sana mahsus olmak üzere helâl kılınmıştır. Onların -diğer müminlerin- üzerine eşleri ve sağ ellerinin mâlik olduğu -cariyeleri- hakkında ne farzetmiş olduğumuzu elbette bilmişizdir. Sana bu böyle bir aile teşkilini helâl kıldık tâki senin üzerine bir darlık olmasın. Ve Allah yariığayıcı, bağışlayıcı bulunuyor.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyet de Resûl-i Ekrem Hazretlerine hangi kadınlar ile evlenmenm helâl ve hangi kadınların o Yüce Peygamber'e mahsus olduğunu bildiriyor. Ve diğer ehli imân hakkında da hangi kadınlar ile nikâhın, yaklaşmanın, helâl bulunduğunu ve gafur ve rahim olan Cenab-ı Hak'kın bu hususta Resûl-i Ekrem'ine kolaylık göstermiş olduğunu beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ey Peygamberi.) Ey peygamberlerin en üstünü (şüphe yok ki,) Bir ilâhi lütuf olmak üzere (biz sana helâl kıldık) dinen meşru bulundurduk (mehr'lerini verdiğin eşlerini) onlar ile aranızda evlilik bağı meydana gelmiştir. Nikâh aktedilirken belirtilen mehr, ya hemen verilir veya bir sure ile kayıtlı bulunur. Her iki takdirde de nikâhın sıhhati bakımından mehr verilmiş sayılır, cinsel yaklaşma helâl olur. (ve) Ey Resûl-i Ekrem!. (Allah'ın sana ganimet olarak verdiğinden) cihat neticesinde din düşmanlarından esir olman arasındaki kadınlardan (elin altında olan cariyeleri) de sana helâl kılmıştır. İşte Hz. Safiyye, Cüveyre, Reyhâne, ve Mariye adındaki cariyelerini de Resûl-i Ekrem azat ederek nikâhı altına almak şerefine nail buyurmuştu, (ve) Yine Resûl-i Ekrem'e hitaben buyuruluyor ki: (seninle beraber hicret etmiş olan amucan kızlarını ve halan kızlarını ve dayın kızlarını ve teyzen kızlarını da) Cenab-ı Hak sana helâl kılmıştır, bunlardan dilediğini nikâhın altına alabilirsin. Elverir ki, hicrette bulunmuş olsunlar. Resûl-i Ekrem, amucası kızı Ümmühaniyi nikâhı altına alamamıştı. Çünki o hicrette bulunmamıştı. Ibni Adil diyor ki: Daha sonra nikâhın helâl olması için bu hicret şartı kaldırılmıştır. "Essirac-ül-Münir" (ve bir de imân etmiş bir kadın, eğer nefsini Peygamber'e) mehirsiz (bağışlarsa, Peygamber de onu nikâhı altına almak isterse o da diğer müminlere değil) Ey kadri Yüce Peygamber (sana mahsus olmak üzere) helâl kılınmıştır. Başka müminler için mehirsiz bir kadınla evlenmek helâl değildir. Bir kadın nefsini, bir erkeğe mehirsiz eş olmak üzere hibe edecek olsa o kimse de kabul etse o kadın için mehri misi lâzım gelir. Şu kadar var ki, bir kadın nikâhdan sonra, isterse mihrini kocasına bağışlayabilir, (onların) Diğer müminlerin (üzerine eşleri ve sağ ellerinin sahip olduğu) cariyeleri (hakkında ne farzetmiş olduğumuz elbette bilmişizdir.) yani: Onların haklarındaki nikâhların doğru olması için riâyet edilmesi lâzım gelen şartlar ve diğer haklar ve hangi kadılar ile evlenmelerinin helal olup olmadığı Allah katında bilinmektedir, bu hususta hikmet ve menfaatin gereği ne ise o meşru bulunmuştur. Binaenaleyh bu husustaki ilâhi hükümlere riâyet edilmesi ehli imân için bir görevdir. Ve ey Yüce Peygamber!. Sana bildirilen kadınlar ile evlenmeni sana helâl kılmış olduk, (tâki, senin üzerine bir darlık olmasın) taki, bir geniş hayat tarzına nail, gönlü rahat olarak yaşayasın, peygamberlik vazifeni güzelce ve kolaylıkla ifâya muvaffak olasın, (ve Allah yariıgayıcı) dir. Kullarının birnice kusurlarını af eder ve örter ve o Hikmet Sahibi Yaratıcı (bağışlayıcı bulunuyor.) kulları hakkında merhameti pek ziyâdedir. Onun içindir ki, haklarında hikmet ve menfaate muvafık, içtimai hayatı güzelce tanzime vesile olan hükümleri beyân buyurmaktadır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014