KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

42-ŞURA SURESI (53 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Şura Suresi 48  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 42/48
42-ŞURA SURESI - 48. AYET    Mekke
فَإِنْ أَعْرَضُوا فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا ۖ إِنْ عَلَيْكَ إِلَّا الْبَلَاغُ ۗ وَإِنَّا إِذَا أَذَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنَّا رَحْمَةً فَرِحَ بِهَا ۖ وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَإِنَّ الْإِنْسَانَ كَفُورٌ -48
Fe in a´radu fema erselnake aleyhim hafıza in aleyke illel belağ ve inna iza ezaknel insane minna rahmetenk feriha biha ve in tüsıbhüm seyyietüm bima kaddemet eydıhim fe innel insane kefur
42-Şura Suresi 48. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Artık kaçınılırsa seni onların üzerine bir muhafız göndermedik. Senin üzerine düşen, tebliğden başka değildir ve şüphe yok ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır ve eğer onlara ellerinin takdim etmiş olduklarından bir kötülük isabet ederse artık şüphe yok ki, insan nankördür.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Artık kaçınırlarsa seni onların üzerine bir muhafız göndermedik. Senin üzerine düşen, tebMğden başka değildir ve şüphe yok ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır ve eğer onlara ellerinin takdim etmiş olduklarından bir kötülük isabet ederse artık şüphe yok ki, insan nankördür.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Artık) Ey Peygamber-i Âlişan!. Kendilerine bu hakikatları haber verip daire-i hidayete davet ettiğin kimseler (kaçınırlarsa) bu davete icabet etmezlerse (seni onların üzerine bir muhafız göndermedik) onların amellerini murakabede bulunup zapt etmeğe, onları cebren kabule sevk eylemeğe seni memur kılmadık (senin üzerine düşen tebliğden başka değildir.) sen memur olduğun dinî hükmlere on*ara tebliğ ile mükellefsin, bunu ifâ etmiş olunca mükellef olduğun vazifeyi yapmış bulunursun, artık mesuliyet onlara müteveccihtir (ve şüphe yok ki, biz inşâna) yâni nevî beşere, ekseriyeti itibariyle (tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman) ona sıhhat gibi, servet gibi, emniyet gibi bir nîmet ihsan ettiğimiz vakit (onunla ferahlanır) bir sevinç içinde yaşar (ve eğer onlara ellerinintakdim ermiş olduklarından) yâni: Kendisinin sebebiyet vermiş oUuğu şeylerden, günahlardan, kötü hareketlerden dolayı (bir kötüUik isabet ederse) meselâ: Bir ihtiyaca, bir hastalığa mübtelâ olursa (artık şüphe yok ki, insan) yâni insan cinsi, ekseriyeti teşkil eden mücrimleri itibariyle (nankördür) evvelce nail olmuş olduğu nîmetleri unutur, muahheren uğradığı arızayı düşünür durur, bunları büyütür, onlara kendisinin sebebiyet vermiş olduğunu hiç düşünmez. HaUjuki: İnsan, hakikatbeyn olmaya çalışmalıdır, evvelce nail olmuş olduğu nimetleri unutmayıp şükrünü ifâya devam etmelidir, bilâhara mübtelâ olduğu fenalıkların neden zuhura geldiğini düşünerek hâUni İslaha gayret göstermelidir, rahmet-i ilâhîyeden ümidini kesnıemelidir, her hâdisenin bir sebebe, bir hikmete, bir maslahata müstenit olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır, Cenab-ı Hak'ka ilticada bulunmalıdır. § Kefur; Setredici, ziyadece unutucu, yâni: Nimeti çok unutup belâyı çok söyleyici kimse demketir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014