KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

21-ENBIYA SURESI (112 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Enbiya Suresi 44  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 21/44
21-ENBIYA SURESI - 44. AYET    Mekke
بَلْ مَتَّعْنَا هَٰؤُلَاءِ وَآبَاءَهُمْ حَتَّىٰ طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ ۗ أَفَلَا يَرَوْنَ أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا ۚ أَفَهُمُ الْغَالِبُونَ -44
Bel metta´na haülai ve abaehüm hatta tale aleyhimül umür e fela yeravne enna ne´til erda nenkusuha min atrafiha e fehümül ğalibun
21-Enbiya Suresi 44. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Evet. Biz onlara ve babalarına mühlet verdik, tâ ki kendilerine ömürleri uzatmış oldu. Görmüyorlar mı ki, Biz yurtlarına varıp onu etrafından eksiltiyoruz. O halde galip olanlar onlar mı?
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Evet... Biz onlara ve babalarına mühlet verdik, tâki kendilerine ömürleri uzamış oldu. Görmüyorlar mi ki, biz yurtlarına varıp onu etrafından eksiltiyoruz. O halde galip olanlar onlar mı?
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Evet…) o müşrikler gaflete dalmış, geleceklerini düşünmez bir vaziyette bulunmuşlardır. (Biz onlara ve babalarına mühlet verdik) yani: O kâfirlere ve kendilerinden evvel de babalarına bir istidraç, bir imtihan dönemi olmak için bir müddet ömür verdik, dünyada geniş bir geçimle, bir rahatta yaşadılar. Bu nimetleri kendilerine veren Yüce Yaratıcının bu lûtf ve ihsanını düşünerek şükran vazifesini ifaya çalışmadılar, (tâki kendilerine ömürleri uzamış oldu) artık kendilerine verilmiş olan nimetlerin kendilerinden yok olmayacağını sandılar, pek büyük bir aldanış içinde kaldılar. Bu gafiller hiç (görmüyorlar mı ki) göz ile görülecek derecede kesin olarak bilmiyorlar mı ki: (Biz yurtlarına varıp) yani: İlâhî kuvvetleri, o kâfirlerin ülkelerine yöneltip (onu) o yurdu (etrafından eksiltiyoruz.) Müslümanları oralara sevkederek galip kılıyoruz, o kâfirlerin hâkimiyetleri günden güne eksilmeye yüz tutuyor, (o halde galip olanlar onlar mı?) elbette değil. § Evet… İslâm'ın başlangıcını bir düşünmeli, müslümanları kendi yurtlarından çıkmaya, Mekke-i Mükerreme'yi terketmeye mecbur kılmışlardı. Fakat az sonra Allah'ın yardımı tecelli etti, müslümanlık ufuklara yayılmaya başladı, Mekke-i Mükerreme ve nice beldeler fethedildi. İşte herhangi bir zümre, Allah Teâlâ'nın dînine hakkiyle bağlanır, onun emirleri dairesinde hareket ederse daima böyle başarıdan başarıya kavuşur. Aksine hareket edenler de bir Malî terbiye, bir dünyevî ceza olmak üzere bu gelişmeden mahrum kalırlar. § Kaf fal'dan nakledildiğine göre bu âyet-i kerime, Mekke kâfirleri hakkında nazil olmuştur. Bu da Kur'ân'ın bir mucize olduğunu gösterir. Çünkü bunun inişi zamanında müslümanlar henüz güç bir durumda idiler. Bu âyet-i kerime ise onların galip, düşmanlarının mağlûp olacaklarını kesin bir şekilde göstermiş oluyordu ki, az sonra bu hakikat gerçekleşmiştir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014