KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

58-MÜCADELE SURESI (22 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Mücadele Suresi 4  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 58/4
58-MÜCADELE SURESI - 4. AYET    Medine
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَتَمَاسَّا ۖ فَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا ۚ ذَٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ۚ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ ۗ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ -4
Femen lem yecid fesıyamu şehreyni mutetabi´ayni min kabli en yetemassa femen lem yestetı´ feıt´amu sittiyne miskiynen zalike litu´minu billahi ve resulihi ve tilke hududullahi ve lilkafiriyne ´azabun eliymun.
58-Mücadele Suresi 4. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Fakat kim rekabe (köle veya cariye) bulamazsa birbiriyle temastan evvel birbiri ardınca iki ay oruç (icab eder). Ona da güç yetiremeyen kimse artık altmış yoksulu doyurmak (lâzım gelir). İşte bu Allah´a ve Peygamberine imân etmeniz içindir. Ve işte bu, Allah´ın hudududur. Kâfirler için ise pek elemli bir azap vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Fakat kim -rekabe = köle veya cariye- bulamazsa birbiri ile tamastan evvel birbiri ardınca iki ay oruç -icabeder-. Ona da güç yetiremeyen kimse artık altmış yoksulu doyurmak -lâzım gelir-. İşte bu Allah'a ve Peygamberine îman etmeniz içindir. Ve işte bu, Allah'ın hudududur. Kâfirler için ise pek elemli bir azap vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Fakat kim) Azat edeceği bir köle veya cariye (bulamazsa) keffaret zamanında böyle bir köleyi bulmaktan âciz bulunursa (birbiri ile temastan evvel) yâni o kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunmasında veya o karısını şehvetle öpüp sevmesinden önce (birbiri ardınca) ara vermeden (iki ay oruç) icap eder. O ziharda bulunan koca, böyle iki ay oruç tutar. Hattâ bu arada bir gün oruç tutmasa tekrar yeniden iki ay oruç tutması lâzım gelir, (ona da güç yetiremeyen kimse) Hastalığından veya kendisine âciz olan şiddetli meşakkatten dolayı öyle ara vermeden oruç tutamayan bir müslüman zıhar yapana ise (artık altmış yoksulu doyurmak) lâzım gelir. Onlara bir gün sabah ve akşam yemek yedirlr veya bir fakire böyle altmış gün yemek yedirir. Altmış fakire birer fitre miktarı yiyecek veya para vermesi de yeterlidir. Bu fakirler, müslüman olmalıdırlar ve zihar yapanın kendilerine nafakalarını vermekle mükellef olduğu kimselerden bulunmamalıdırlar, (işte bu) Keffaretin vesairenin lüzumu, bu hususta ki şer'i hükmün beyanı ve zihar yapan için gösterilen kurtuluş çaresi (Allah'a ve Peygamberine îman etmeniz içindir) Islâmî hükümleri tasdik, onun hikmet gereği olduğunu itiraf ederek cahilce muamelelerden, konuşmalardan kaçınmanız içindir. Bu hususdaki şer'î hüküm de kolaylaştırmayı, şefkat ve merhameti içermektedir. Cahiliyet zamanındaki ebedî haramlığa muhalifdir. (Kâfirler için ise, pek elemli bir azap vardır) Böyle pek mâkûl, hikmet gereği olan hükümleri inkâr edenler ise bir ebedî azabı hak etmişlerdir. "Evet" bu zîhâr meselesindeki şer'î hükmü bir düşünelim. Şüphe yok, zihar yapan, büyük bir kusurda bulunmuştur, helâl-i haram telâkkî etmiştir, eşini üzmüş, mağdur bırakmıştır. Binaenaleyh bundan dolayı tevbeye muhtaçtır. Yaptığı hoş olmayan hâlden dolayı pişmanlığını göstermesi lâzımdır. İşte kendisine gereken keffaret, bir tevbe ve pişmanlık nişânesidir. Bir razı etme mahiyetindedir. Bir kere bir köle veya cariye azat etmesi, insanlık adına bir hizmettir. Köle azadına gücü yetmeyenin iki ay aralıksız oruç tutması da, kendisinin ahlâkını İslaha, cemiyet için temiz ruhlu bir üye olmasına ve pişmanlığını göstermesine bir alâmettir. Fakirlere yemek yedirmek veya onun bedelini vermekte yine insanlık adına bir hizmettir, bir yardımlaşmadır, bir mahrumiyetin giderilmesi için bir kurtuluş çaresidir. Sonuç olarak bu âyetlerin inişi Havle için de bir kurtuluş vesilesi olmuştur. Kocası Evs, köle azat edemeyeceğini ve oruca takati bulunmadığını söylemiş, altmış fakire yemek vermeğe de servetinin kâfi olmadığını söylediği için Resûl-i Ekrem S al I âl I âh - ü Aleyhi Vesellem Efendimiz kendisine yardımda bulunmuş, artık altmış fakire yemek yedirmek sureti ile ziharın hükmünden kurtulmuş, eşi Havle ile aralarındaki haramlık zail olmuş, haklarında ilâhî lütuf tecelli buyurmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014