KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

14-İBRAHIM SURESI (52 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali İbrahim Suresi 37  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 14/37
14-İBRAHIM SURESI - 37. AYET    Mekke
رَبَّنَا إِنِّي أَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُوا الصَّلَاةَ فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ -37
Rabbena innı eskentü min zürriyyetı bi vadin ğayri zı zer´ın ınde beytikel muharrami rabbena li yükıymus salate fec´al ef´idetem minen nasi tehvı ileyhim verzukhüm mines semerati leallehüm yeşkürun
14-İbrahim Suresi 37. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: «Rabbimiz! Ben zürriyetimden bazısını senin Beyt-i Muharrem´inin yanındaki ekinsiz bir vadide iskan ettim. Ey Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye. Artık insanlardan bir kısmını gönüllerini onlara meyleder kıl ve onları mahsulâttan merzûk et. Umulur ki, onlar şükrederler.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ey Rabbimiz!. Ben neslimden bazısını senin Beyti Haremin yanındaki ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz!. Namazı dosdoğru kılsınlar diye. Artık insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyleder kıl ve onlara meyvelerden rızık ver. Umulur ki, onlar şükr ederler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
İbrahim Aleyhisselâm, Kerem sahibi Mabudundan temennilerine devam ederek şöyle de dua etmiştir ki, (Ey Rab'bimîz) ey benim ve neslimin ve bütün yaratıkların Kerem sahibi Rabbi olan ezelî Yaratıcımız!. (Ben zürriyetimden bazısını) oğlum İsmail ile onun dünyaya gelecek evlâdını (senin Beyti Harem'in yanındaki ekinsiz bir vadiye) yani Mekke-i Mükerreme sahrasında, dağlar ile çevrilmiş, aralarında seller akan çukurca bir boşluğa (yerleştirdim) onlar. Ey Rabbimiz!. (namazı dosdoğru kılsınlar) o Allah'ın evine yönelerek namaz gibi en büyük dinî ibadetlerden olan bir ibadeti yerine getirmeye devam etsinler (diye) onların orada ikamet etmelerini münasip gördüm. (Artık) Ey kerem sahibi Mabudumuz!. (İnsanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyleder kıl) onlara karşı bir şevk ve sevgi gösterir olsunlar (ve onları) orada yerleştirdiğim neslimi veya onları ve onlara katılanları (mahsulâttan) çeşitli meyvelerden, yerin ürünlerinden (rızık ver) onları refah içinde yaşat (umulur ki, onlar şükür ederler) kendilerine bu nimetleri ihsan eden Yüce Mabudun emirlerine riayet eder namazlarını kılar, diğer dinî merasimi de yerine getirmeye çalışır dururlar. Hz. İbrahim'in Fevkalâde güzel bir üslup ile yapılan bu temennisi de kabul edilmiştir. Mekke'i Mükerreme'de yaz ve kış çeşitli nimetler, meyveler vesaire bulunmaktadır. Bunlar bütün etraftan o mübarek beldeye bol bol getirilmektedir, her mevsimde muhtelif faideli gıda maddeleri bulunup durmaktadır. Artık bu nimetlerden dolayı ne kadar şükredilse yine azdır. § Bilinmektedir ki: İbrahim Aleyhisselâm'ın eşi Sare'nin çocuğu olmuyordu. Sâre kendi cariyesi "Haceri" Hz. İbrahim'e bağışladı. İbrahim Aleyhisselâm Hacer ile evlenince ondan İsmail adındaki oğlu dünyaya geldi. Sâre dedi ki: Ben rica ederdim ki, Cenab-ı Hak, dostundan bana bir çocuk ihsan buyursun, bunu bana değil, cariyeme ihsan buyurdu. Ve bir kıskançlık sebebiyle olmalı ki: "Bunları benden uzaklaştır" diye Hz. İbrahim'e bir teklifte bulundu, İbrahim Aleyhisselâm da aldığı bir vahye göre eşi Hacer ile daha süt emen bir çocuk olan oğlu İsmail"! Alıp Mekke-i Mükerreme civarına götürdü, onları orada yerleştirdi ve onların orada rahat yaşayıp beslenmeler! İçin dua etti. Duası kabul edildi, o vadi civarında zemzem suyu meydana çıktı, Yemen'de bulunan Cürhüm kabilesi de gelip bunlara eşlik etti. O ıssız vadi bunlar ile bayındır hale geldi, İbrahim Aleyhisselâm, vakit vakit gelir, eşi Hacer'i ve oğlu İsmail'i ziyaret ederdi. Hz. İsmail büyüyünce İbrahim Aleyhisselâm, onunla beraber "Beyt-i Muharrem" denilen Kâbe-i Mükerreme'yi yeniden veyahut Hz. Adem'den beri mevcut olan o yüce makamı tekrar tamir ederek vücude getirmiş oldu. İsmail Aleyhisselâm cürhümilerden kız almış oniki oğlu dünyaya gelmiştir. Bunların nesilleri çoğalıp her tarafa yayılmıştır. Bizim Yüce Peygamberimiz de Hz. İsmail'in oğlu "Kızarın" neslindendir. § Kâbe-i Muazzama'ya "Beytullah" denilmesi şanına tazim içindir, orada sırf Allah rızası için ibadette bulunulması içindir. "Beyt-i Haram" "Beyt-i Muharrem" de-nilmesinde de çeşitli yorumlar vardır. Kısacası bu Beyt-i Şerife saldırmak haramdır, bunun hakında hürmetsizlik dînen yasaktır. Bu mübarek makama insanların kanlar ile, temiz olmayan şeyler ile yanaşmaları haram bulunmuştur. Bu makam, tufan hâdisesinden de korunmuştur. Burasını ziyaret eden müminlere bazı helâl şeyler; geçici olarak haram kılınmıştır. Meselâ harem dairesinde avlanmada bulunamazlar. İşte bu gibi sebeplerden dolayı ona o unvan verilmiştir. § Hz. İsmail, muhterem pederi İbrahim Aleyhisselâm'ın şeriati ile amel etmek üzere Yemen kabilelerine ve Âmâlika denilen eski bir kavime Peygamber gönderilmişti. Hz. İbrahim'den sonra kırk sene kadar daha yaşamış, vefatında validesi Hacer'in defnedildiği "Hicir" mevkiindeki kabri civarına defnedilmiştir. Hicr ise Medine'i Münevvere ile "Berruşşam" arasındaki eski bir şehrin kalıntısı olan bir beldedir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014