KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

19-MERYEM SURESI (98 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Meryem Suresi 36  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 19/36
19-MERYEM SURESI - 36. AYET    Mekke
وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ ۚ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ -36
Ve innellahe rabbı ve rabbüküm fa´büduh haza sıratum müstekıym
19-Meryem Suresi 36. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: «Ve şüphe yok ki, Allah benim de Rabbimdir. Sizin de Rabbinizdir. Artık yalnız O´na ibadet ediniz. Bu, dosdoğru bir yoldur.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve şüphe yok ki, Allah benim de Rabbimdir, Sizin de Rabbinizdir. Artık yalnız ona ibadet ediniz. Bu, dosdoğru bir yoldur.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
". (Ve) Allah Teâlâ'nın evlât edinmeye ihtiyacı olmadığını ve bundan yüce olduğunu Hz. Isa da bildiği için kavmine hitaben buyurmuştu ki: (şüphe yok ki, Allah Benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir.) Hepimizi de yoktan vücuda getiren, besleyen, rızıklandıran ancak o Yüce Yaratıcıdır (Artık) Ey insanlar!, (yalnız o'na) o Ezelî Mabuda (ibadet ediniz) yalnız o'nu Yaratıcı, mabut tanıyınız, o'na ortak ve benzer isnat etmeyiniz, hangi bir mahlûkunu onun oğlu sanmayınız, (bu) size bildirdiğim, tavsiye ettiğim, Allah'ın birliği inancı, yalnız o kainatın yaratıcısına ibadet edilmesi, (dosdoğru bir yoldur) bu yolu takibedenler, sapıtmaz, sapıklığa düşmezler. Hakikî bir mümin, birer Allah'ı birleyen olurlar. "İşte Kur'an-ı Kerim'in bu âyetleri, bütün insanlığa en makul, İlim ve hikmete uygun bir yol göstermiş oluyor, 1. Bir kere Isa Aleyhisselâm'ın bir hilkat hârikası olduğunu inkâr edenler, hiç insaf edip de sair kudret eserlerini göz önüne almıyorlar mı'?, insanlardan milyonlarca sene önce nice binlerce âlemleri vücude getirmiş olan ve nice hârikaları ve özellikle babasız ve anasız olarak Hz. Adem'i yaratmış olan bir Yüce Yaratıcı, Hz. İsa'yı da babasız olarak yaratmağa kadir değil midir ki, onun bu yaradılışını inkâr ediyorlar, onun gösterdiği mucizeleri sihir sanarak onun peygamberliğine inanmıyorlar, hakkında ona yakışmayan lakırdılar sarfediyorlar. Bu ne kadar insafsızlık!. 2. Hz. İsa'ya Allah'ın oğlu diyenler, ona ilahlık isnat edenler de bir kerre düşünmeli değil midirler ki: Milyonlarca senelerden beri nice harikulade şeyleri yoktan var eden bir Yüce Yaratıcıya göre bir çocuğu babasız olarak yaratmak, pek o kadar büyük bir şey midir ki, onu o Yaratıcının oğlu sanmak cehaletine düşmüş bulunuyorlar. Ya o ezelî ve ebedî olan Yüce Yaratıcının yüceliğini kutsiyetini, ortak ve benzerden yüceliğini hiç düşünmüyorlar mı ki: Yaratılışın başlangıcından itibaren nice milyonlarca sene sonra meydana gelen bir insan çocuğunu hâşâ Allah sanmak cehaletinde bulunuyorlar. Nice milyarlarca aşarî kudret eserleri parlayıp duran bir Yüce Yaratıcı hakkında tasavvur olunabilir mi ki, kendi mahlûku olan bir kadının rahminden bir insan olarak meydana gelsin, nice üzüntülere maruz kalsın, böyle bir vaziyet, o muazzam Kâinatın Yaratıcısı hakkında nasıl düşünülebilir?. 0 ne kadar cahilce, mecnunca bir düşünüş. 3. Şimdi bir kere de müslümanların bu husustaki itikadına bir insaf gözü ile bakılsın. Müslümanlar, Cenab-ı Hak'kın ezelî ve ebedî olduğunu bilirler, onun birliğini, mahlûkat ile aynı özellikle olmaktan uzak bulunduğunu tasdik ederler Fakat o ezelî Yüce Yaratıcının nice âlemleri vücude getirmeğe, nice hârikaları yaratmağa kadir olduğunu itiraf ederler. Allah'ın kudreti ile nice eşsiz eserlerin, fevkalâde hâdiselerin vücude gelmiş olduğunu da en kuvvetli delillere dayanarak tasdik etmektedirler, İşte Hz. İsa'nın doğusu ve birtakım hârikalar göstermiş olduğu da bu cümledendir. Binaenaleyh müslümanlar, Hz. İsa'yı pek muhterem, harikulade bir şekilde yaratılmış birçok mucizeler ile desteklenmiş bir Peygamber, bir muhterem Allah kulu olarak tanıyor, tasdik ediyorlar, kendisine hürmet gösteriyorlar, kendisine vaktiyle İncil adında bir ilâhî kitap verilmiş olduğunu da bilip itirafta bulunuyorlar. Hz. İsa'dan evvelki Peygamberleri, kitapları tasdik ettikleri gibi Hz. İsa'dan sonra bütün insanlığa son bir Peygamber olarak gönderilmiş olan Hz. Muhammed Aleyhisselâm'ı ve ona verilmiş olan Kur'an'ı Kerim'i de bilip tasdik ediyor ve yüceltiyorlar. Artık müslümanların en ilmî, en hikmetli, en insaflı, en mutedil bir inanç sahipleri oldukları ortaya çıkmış olmuyor mu?. Artık müslümanların bu inancına ifrat ve tefrita kapılmış olan milletler de katılsalar ne kaybederler?. Bilakis doğru bir inanca sahip olurlar, hem Allah'ın birliği inancına güzelce sahip olurlar, hem de bütün Peygamberlere, semavî kitaplara karşı bir tasdik ve hürmet duygusuna sahip olmuş bulunurlar. Aralarındaki çekişme ve ayrılık ortadan kalkar, insanlığın bütün ufuklarını bir hidayet güneşi aydınlıklar içinde bırakır durur. Ve başarı Allah'tandır. § Hz. Isa ile Hz. Meryem hakkında Nisa Sûresinin (171) ve Al-i Imran Sûresinin (37) inci âyetlerinin izahına da bakınız!.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014