KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

32-SECDE SURESI (30 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Secde Suresi 3  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 32/3
32-SECDE SURESI - 3. AYET    Mekke
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ ۚ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا أَتَاهُمْ مِنْ نَذِيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ -3
Em yekulunefterah bel hüvel hakku mir rabbike li tünriza kavmem ma etahüm min neziyrim min kablike leallehüm yehtedun
32-Secde Suresi 3. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Yoksa, «O´nu uydurdu,» mu diyorlar? Hayır. O, Hak´tır, Rabbindendir. Bir kavmi korkutasın ki, senden evvel kendilerine korkutur bir zât gelmiş değildir. Gerektir ki, onlar ihtida ediversinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Yoksa onu uydurdu mu diyorlar?. Hayır.. 0, Hak'tır, Rabbindendir. Bir kavmi korkutasın ki, senden evvel kendilerine korkutur bir zât gelmiş değildir. Gerektir ki, onlar hidâyete ersinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu hakikat, böyle apaçık iken artık bir takım inkarcılar, (yoksa onu) o Kur'an-ı Kerim'i Muhammed Aleyhisselâm (uydurdu mu diyorlar?.) Kendisi düzenlediği halde onu Cenab-ı Hak'ka isnat ediyor mu demek istiyorlar?. Böyle bir isnada hangi insaflı, düşünen bir kimse cesaret edebilir?. (Hayır..) 0 Yüce kitap, beşeri eserlerden değildir. (0, haktır, Rabbindendir) Onun bir ilâhî kelam olduğu sabittir, bütün açıklamaları, hakikatin tâ kendisidir. 0 mübarek âyetler, indirilmiştir ki, Ey Şanı Yüce Peygamberi. Sen onlar ile (bir kavmi korkutasın ki,) onlar büyük, kuvvetli bir topluluk hâlinde bulunmakla beraber cehatet içinde kalmışlardır (senden evvel) ey peygamberlerin sonuncusu!. (Kendilerine korkutur bir zât gelmiş değildir) onlara geleceğin önemini, ahiretin azabını hatırlatarak kendilerini kurtuluşa kavuşturmak isteyen bir Peygamber, bir hidayet rehberi gelmemiştir, bir ara dönem içinde yaşamaktadırlar. Onlar Hz. Isa ile Peygamber Efendimizin arasındaki geçmiş olan câhiliyye zamanında dünyaya gelmiş kimselerdir. İşte peygamberin gönderilişinin ilk zamanlarında Arap kavmi, ve diğer milletler böyle bir ara dönemde, helak edici bir vaziyette bulunuyorlardı. Binaenaleyh Peygamber Efendimiz, bütün bu sapıtmış olan kavimleri, milletleri aydınlatarak Allah'ın dinine davete memur olmuştur (gerektir ki, onlar) öyle vaktiyle Peygamberlerden, kendilerini irşad eden zatlardan mahrum kalmış kimseler, böyle kendilerini korkutup, aydınlatan bir sânı yüce Peygamberin peygamber olarak gönderilişinden sonra, (hidâyete ersinler) o hayır isteyen, iyilik ve cömertlikte bulunan Peygamberin gösterdiği kurtutuş yolunu izleyerek sapıklıktan kurtulsunlar. Artık cehaletlerini mazeret makamında ileri sürmelerine bir imkân kalmamış olsun. İşte Şanı Yüce Peygamberimizin bütün insanlığa Allah'ın dinini tebliğe memur olması, böyle mühim bir hikmet ve menfaate dayanır ki, insanlar, vazifelerini öğrensinler, Allah'ın dinine sarılarak hidayete, saadete ermiş olsun. Ne büyük bir ilâhi ihsan!..

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014