KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

72-CIN SURESI (28 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Cin Suresi 28  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 72/28
72-CIN SURESI - 28. AYET    Mekke
لِيَعْلَمَ أَنْ قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَىٰ كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا -28
Liya´leme en kad ebleğu risalati rabbihim ve ehata bima lediyhim ve ahsa kulle şey´in ´adeden.
72-Cin Suresi 28. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Rablerinin risâletlerini hakkıyla eriştirmiş olduklarını bilmesi için (öyle muhafızlar tayin buyurulmuştur). Ve onların yanlarında olanı ilmen kuşatmıştır ve her bir şeyi adeden sayıp bilmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Rab'lerinin gönderdiklerini hakkıyla eriştirmiş olduklarını bilmesi için -öyle gözcüler tayin buyurulmuştur.- Ve onların yanlarında olanı ilmen kuşatmıştır, ve her bir şeyi adeden sayıp bilmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Evet.. Cenab-ı Hak, gaybı belirdiği Resulünü öyle melekler ile her tarafından kuşatır, bu ise (Rab'lerinin risâletlerini) gönderdiği emanetleri, gayba dair haberleri meleklerin (Hakkîle erişmiş) tebliğ etmiş (olduklarını) o Resulün (bilmesi içindir.) Evet.. Bu hikmetten dolayıdır ki: O hafaza melekleri o Resulün etrafını kuşatmakla emrolunmuşlardır. (Ve) Yüce Allah (onların yanlarında olanı) o hafaza meleklerinin veya Peygamberlerinin yanlarındaki hikmetleri, dinî hükümleri, onların bütün hâllerini, bütün çalışma gayretlerini (ilmen kuşatmıştır.) Hiç biri Allah'ın ilminin dışında değildir. (Ve) O Hikmet Sahibi Yaratıcı (her bir şeyi adeden sayıp bilmiştir.) bütün olmuş ve olacak şeyleri birer birer bilmektedir. Onun ezeli ilmi, bütün varlıkları, takdir edilen şeyleri kuşatmıştır. Buna inanıyoruz. Artık her akıllı, düşünen şahıs için lâzımdır ki: O Kâinatın yaratıcısının kudretini, büyüklüğünü ilminin yüceliğini dâima düşünerek o muazzam Mabudu birlemeye ve kutsamaya devam etsin, hayati işlerini güzelce tanzim ederek kulluk vazifesini tertemiz biçimde yapmaya çalışsın, o Kerem ve merhamet sahibi yaratıcımızdan muvaffakiyetler niyaz eylesin. Yârabbü. Bizleri rızana uygun amellere muvaffak buyur. Amin.. "Gayb" bir kimsenin huzurunda bulunmayan şey, ona göre bir gayp demektir. İlmen bilinmeyen, varlığı olduğu gibi bilinip tâyin edilmeyen her şey de, gaybtan ibarettir. Bu mânâca gayblar iki kısma ayrılır ve başka hârikalar da vardır. 1. Gayb ve mucize: Bir kısım gaybler vardır ki: Onları ancak Cenab-ı Hak bilir, O Yüce Yaratıcı bildirmedikçe onları kullarından hiç biri bilemez. Kıyametin kopma vakti gibi ki: Bunu Cenab-ı Hak, hikmet gereği kullarına bildirmemiştir. Bu, bir mutlak gaybtır. Diğer bâzı gayblar da vardır ki: Allâh-ü Teâlâ, onları dilediği Peygamberlerine bildirmiştir. İlerideki bir galibiyetin veya bir mağlûbiyetin bir Peygambere bildirilmiş olması gibi, böyle bir gaybı bilme bir hârika kabilindendir, bir mucize sayılır. 2. Keramet: Mü'mîn, Salih kulların bâzılarından ortaya çıkan hârikadır ki, o zâtın Allah katında velilik mertebesine sahip olduğuna işaret eder, İnsanlar arasında ikramlara mazhar olup nasihatlarının kabul edilmesini temin gibi hikmetlere dayanmış bulunur. Ehl-i sünnete göre Evliyaullâh'ın kerameti haktır, sabittir, fakat keramet, gaybi mutlaka bilmek mahiyetinde sayılamaz. Bâzı hâdiselerin vukuundan evvel haber verilmesi bu kabildendir. Maamafih, bu haber, haddizatında kesin bir ilim değildir, bu hâdiselerin mutlak gayba dair şeyler kabilinden olması, Allah katında takdir edilmemi; demektir ki, bunları velîler de bilebiliyor. 3. Meunet: Halktan durumu bilinmeyen bir insanın elinde peygamberlik veya keramet dâvasına dayalı olmaksızın ortaya (ikan hârikadır ki: Onun belâ ve sıkıntıdan kurtulmasına, kalbinin ferahlamasına birvesîle bulunmuş, olur. Bir kimsenin kalbinden geçeni keşfedip haber vermek bu kabildendir. Buda gaybı bilmek sayılamaz. Kesin bir bilgi mahiyetinde değildir. Bir tahmine, bir tesadüfe dayalı demektir. 4. Istidrac; Bu da mühlet vermek demektir. Bir nevî hârikadır. Yâni: Fâsıklığı ve küfrü açık olan bir şahsın elinde arzusuna göre meydana gelen bir fevkalâde hadîsedir. Dünyaya ait bâzı arzularının gerçekleşmesi, dualarının kabul edilmesi bu kabildendir. Bu hâl, sahibinin isyan içinde kalarak daha fazla ilâhî azaba uğramasına sebep olacaktır. Binaenaleyh buda gaybı bilmek mahiyetinde değildir. Hikmet gereği bir tesadüf eseridir. Bir ümidin meydana gelmesidir. 5. Kehanet ve Müneccimlik, bâzı kâhinlerin ve müneccimlerin haber verdikleri meçhul hâdiseler de birer hususi sebebe veya birer fenni vasıtaya dayanmaktadır ki: O sebepleri, o fenleri bilen her kimse o hâdiseleri anlar, haber verebilir, bu hususta sebep ve vasıtalara her vâkıf olan kimse, o hadiselere dair bilgi sahibi olabilir. Binaenaleyh bunlar da gaybı bilmek kabilinden değildir. Bunlar ya sihir veya bir nevî san'at eseridir. Bunlar, birer dış alâmetlere, birer tahmine dayanıp, başkalarının yardımda bulunmasına ihtiyaç gösterip kesin bir mahiyete sahip değildirler, çok kere tersi de ortaya çıkmaktadır. 6. İhanet, bu da isyankâr bir şahsın elinde arzusuna aykırı olan bir şeyin meydana gelmesinden ibarettir ki, o da bir nevî hârika demektir, fakat gaybı bilmek kabilinden değildir. Kendisinin yardımsız kalmasına bir sebeptir. "Müseylimetül'kezzap"dan ortaya çıktığı rivayet edilen bir hâdise bu kabildendir. Şöyle ki: O dinsiz bir kuyunun suyunu arttırmak için içine tükürmüş, kuyu hemen mevcut suyunu da kaybederek kup kuru kalmış, aynı şekilde bir şahsın kör bulunan bir gözünün açılması için tükürüğünü sürmüş, o şahsın diğer gözü de kör olmuş. Kısacası mucize ile kerametten başka olan hârikalar, sahiplerinin dînen büyüklüğüne faziletine delâlet etmez, bilakis bir kısmı sahipleri hakkında mes'uliyeti gerektirir. Gaybe dair Tefsir-i Kebîr'de ve Ruhulmeani'de ayrıntılı bilgi vardır. Fahr-i Razî merhuma göre bu mübarek âyetlerdeki gayptan maksat, kıyametin kopma zamanındaki gaybtan ibarettir ki, onu Cenab-ı Hak'kın kendilerine bildirdiği bâzı Peygamberlerden başkaları bilemezler. Doğrusunu Allah bilir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014