KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

48-FETIH SURESI (29 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Fetih Suresi 25  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 48/25
48-FETIH SURESI - 25. AYET    Medine
هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَنْ يَبْلُغَ مَحِلَّهُ ۚ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ أَنْ تَطَئُوهُمْ فَتُصِيبَكُمْ مِنْهُمْ مَعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۖ لِيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ ۚ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا -25
Hümüllezıne keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma´kufen ey yeblüğa mehılleh ve lev la ricalüm mü´minune ve nisaüm mü´minatül lem ta´lemuhüm en tetauhüm fe tüsıybeküm minhüm mearratüm bi ğayri ılm li yüdhılellahü fı rahmetihı mey yeşa´ lev tezeyyelu le azzebnellezıne keferu minhüm azaben elıma
48-Fetih Suresi 25. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Onlar, o kimselerdir ki kâfir oldular ve sizi Mescid-i Haram´dan men eylediler. Kurbanları da mahalline varmaktan mahpus bıraktılar. Eğer bilmediğiniz mü´min erkekler ile imân sahibesi kadınlar bulunmasa idi, onları bilmeksizin çiğneyip de o yüzden sizi bilmeksizin bir meşakkat, bir keder, bir teessüf (isabet etmeyecek olsa idi) elbette ellerini onlardan çektirmezdi fakat çektirdi, tâ ki, Allah dilediğini rahmeti içine girdirsin. Eğer onlar seçilmiş olsalar idi, elbette onlardan kâfir olanları elîm bir azab ile muazzeb kılardık.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Onlar, o kimselerdir ki: Kâfir oldular ve sizi Mescid-i Haram'd an men eylediler. Kurbanları da mahalline varmaktan alıkoydular. Eğer bilmediğiniz mümin erkekler ile imân sahibi kadınlar bulunmasa idi, onları bilmeksizin çiğneyip de o yüzden size bilmeksizin bir meşakkat, bir keder, bir üzüntü -isabet etmeyecek olsa i d i — elbette ellerini onlardan çektirmezdi, fakat çektirdi, tâki, Allah dilediğini rahmeti içine girdirsin. Eğer onlar seçilmiş olsalar idi, elbette onlardan kâfir olanları elîm bir âzab ile azaplandırırdık.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de Resül-i Ekrem'in Mescid-i Haram'ı ziyaretine ve Hacc merasimini ifâ için kurbanların mahalline gönderilmesine mâni olan kâfirler ile savaşta bulunmadığının sebep ve hikmetini bildiriyor. Şöyle ki: (Onlar) Vaktiyle Mekke-i Mükerreme'de bulunan ve onlara katılmış olan taifeler (o kimselerdir ki: Kâfir oldular) Allah'ın birliğini inkâr ettiler, İslâm dinini zahiren ve bâtınen kabulden kaçındılar (ve sizi) Ey müslümanlar!. Hudeybiyye seferinde (Mescid'i Haram'dan men eylediler) Mekke-i Mükerreme'ye girip İhram ve Umre vazifelerini ifâ etmenize müsaade de bulunmadılar (kurbanları da mahalline varmaktan mahbus bıraktılar) Peygamber Efendimizin göndermiş olduğu yetmiş kurbanın kesilecek mahallerine, yâni "Mina" mevkiine gönderilmesine engel oldular. O kâfirlerin böyle çirkin muamelelerine rağmen Yüce Resul Hazretleri Müsâleha cihetini kabul buyurdu. Bunun sebep ve hikmeti de şöylece beyân buyuruluyor. (eğer) Ey müslümanlar!. (bilmediğiniz mümin erkekler ile imân sahibi olan kadınlar bulunmasa idi) yâni: Mekke-i Mükerreme'de bulunup İslâm dinini kabul etmiş, fakat kâfirlere karşı korkarak İslâmiyet'lerini açıklayamamış,, bu sebeple durumları müslümanlarca bilinmemiş ehl-i imân, Mekke'de mevcut olmasa idi ki: Bu zâtların yetmiş iki kişiden ibaret olduğu rivayet edilmiştir. Evet.. (Onları) Öyle (bilmeksizin çiğneyip de o yüzden size bilmeksizin bir meşakkat) din kardeşlerinizden bâzılarını bilmeksizin öldürmüş olmanızdan dolayı bir keder, bir manevî üzüntü isabet etmeyecek olsa idi (elbette ellerinizi onlardan çektirmezdi) elbette sizi o kâfirlere musallat eder, onları öldürür, lâyık oldukları cezalara kavuşturmuş olurdunuz (fakat) ellerinizi onlardan (çektirdi, tâki, Allah dilediğini rahmeti içine girdirsin) o Mekke-i Mükerreme'de bulunanlardan kabiliyetli olanlar, bilâhare İslâm dinine nail olarak ilâhî rahmete mazhar olsunlar ve evvelceden beri müslüman olmuş olanlar da hâllerinin bilinmeyişinden dolayı bir zarara uğramaksızın ilâhî rahmete mazhar olsunlar ve evvelceden beri müslüman olmuş olanlar da hâllerinin bilinmeyişinden dolayı bir zarara uğramaksızın ilâhî merhamet sayesinde emin bulunsunlar (eğer onlar, seçilmiş olsalar idi) o kâfirlerin aralarında bulunan müslüman zâtlar, temayüz ederek İslâm mücahitlerince bilinselerdi, (elbette onlardan) o Mekke ahâlisinden (kâfir olanları elîm bir azab ile azaplandırırdık) İslâm mücahitleri onları mahv ve tenkil ederlerdi. Fakat aralarındaki bir kısım müslüman I ar, bilmeksizin öldürülmüş olacakları için bir ilâhî merhamet eseri olarak öyle bir felâkete sebebiyet verecek bir hareketten Cenab-ı Hak, İslâm ordularını korumuş oldu. Gerçek şu ki onlar, düşmanlar arasında bulunanlar, İslâm mücahitleri tarafından bilinmedikleri için onların öldürülmesinden dolayı o mücahitlere bir günâh gelmezdi. Şu kadar var ki, daha sonra haberdar olunca üzülecekleri bir İslâm kardeşliği neticesidir. Kısaca: Hudeybiyye Müsâlehası, böyle bir rahmet vesilesi olmuştur ve bu husustaki ilâhî beyânlar, İslâm dininin müslümanlara ne kadar kıymet ve ehemmiyet vererek onları korumakta olduğunu göstermektedir. § Hady, Hacc ve umre merasimini eda için özel yerine gönderilen kurbanlık hayvanlar demektir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014