KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

38-SAD SURESI (88 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Sad Suresi 24  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 38/24
38-SAD SURESI - 24. AYET  ۩ SECDE AYETİ   Mekke
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِ ۖ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَا هُمْ ۗ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ ۩ -24 ۩
Kale le kad zalemeke bi süali na´cetike ila niacih ve inne kesıram minel huletai le yebğıy ba´duhüm ala ba´dın ilellezıne amenu ve amilüs salihati ve kalılüm ma hüm ve zanne davudü ennema fetennahü festağfera rabbehü ve harra rakiav ve enab
38-Sad Suresi 24. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Dâvud aleyhisselâm dedi ki: «Elbette senin bir koyununu kendi koyunlarına istemesiyle sana zulmetmiş oldu. Ve muhakkak ki, mal ortaklarından birçokları mutlaka bazıları bazısı üzerine tecavüz etmektedir. Ancak, imân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar müstesna. Onlar da ne kadar az!» Ve Dâvud sandı ki muhakkak Biz onu bir imtihana tâbi tutmuş olduk. Hemen Rabbine istiğfarda bulundu ve rükû edici olarak yere kapandı ve Hakk´a rücu etti.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: -Dâvud Aleyhisselâm- dedi ki: Elbette senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulm etmiş oldu. Ve muhakkak ki, mal ortaklarından birçokları mutlaka bazıları bazısı üzerine tecavüz etmektedir. Ancak, imân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar müstesna. Onlar da ne kadar az! Ve Dâvud sandı ki: Muhakkak biz onu bir imtihana tâbi tutmuş olduk. Hemen Rab'binden af dileğinde bulundu ve rükû edici olarak yere kapandı ve -Hak'ka- yöneldi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de Dâvud Aleyhisselâm'ın kendisine müracaat eden davacılara karşı olan açıklamalarını bildiriyor ve o davacıların öyle ansızın gelmelerini kendi hakkında ilâhî bir imtihan kabul ederek hemen af dileyip kulluk secdesine kapanmış olduğunu beyan buyuruyor. Ve Hak Teâlâ Hazretlerinin o Yüce Peygamberine hilâfet ihsan buyurduğunu ve O'nun nefsin arzularına tâbi olmaktan men ederek hakkaniyet dairesinde hükm ile mükellef kıldığını beyan ve nefsin arzusuna tâbi olanların hak yolundan ayrılmış, büyük bir azaba mâruz kalmış olacaklarını ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: Dâvud Aleyhisselâm, öyle ansızın huzuruna giren şahısların ifadelerini aldı ve kendi beyanatını yemin ile kuvvetlendirerek (Dedi ki: Elbette) andolsun ki, (senin koyununu kendi koyunlarına) alıp ilave etmek (istemesiyle) o ortağın (sana zulm etmiş oldu) onun o arzusu, bir insafsızlık eserinden başka bir şey değildir (ve muhakkak ki, mal ortaklarından birçokları) şirket hukukuna lâyıkiyle riayette bulunmuyorlar (mutlaka bazıları bazısı üzerine tecavüz etmektedir) aralarında çoğu defa çekişmeler, mücadeleler meydana geliyor. Halbuki, herkes kendi arkadaşının, kendi ortağının hakkına riayet etmedir, insaniyet bunu icabeder. (ancak imân edenler) Allah'ın dinî ile vasıflanmış olanlar (ve sâlih sâlih amellerde bulunanlar müstesna) onlar, dinî bir terbiyeye sahip, güzel ahlâk ile donatılmış bulundukları için herkesin hukukuna riayet ederler, kendi menfaatleri için başkalarının zararına sebebiyet vermezler. Fakat maalesef (onlar da ne kadar az!.) pek hayret edilir ki, öyle yüksek bir insani terbiyeye sahip olanlar, cemiyetler arasında nisbeten pek az bulunmaktadır. (Ve Dâvud) aleyhisselâm, o davacıların çıkıp gitmelerini müteakip, onların maksatlarını ve davalarında samimi olup olmadıklarını biraz düşününce onların vaziyetlerinden şüpheye düştü, sandı ki: (muhakkak biz O'nu) Hz. Davud'u (bir imtihana) bir denemeye tâbi tutmuş olduk.) öyle adete aykırı bir hâdisenin, öyle meçhul kimselerin huzurma ansızın girmelerinin ani bir imtihan olduğunu sanıverdi. (Hemen Rab'binden af dileğinde bulundu) Yarabbü. Eğer bu hususta bir kusurum bulundu ise beni af et diye rica ve niyaza başladı, (ve rükû edici olarak yere kapandı) Yani: Kulluk secdesine vardı. Allah'ın himayesine sığınmak istedi. (Ve) Hak'ka (yöneldi) Şayet kendisinden en küçük bir günah çıkmış ise ondan dolayı tövbekar olarak Allah'ın affına sığındı. Bu âyeti kerime, Imam-ı Azam'a göre bir secde ayetidir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014