KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

41-FUSSILET SURESI (54 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Fussilet Suresi 22  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 41/22
41-FUSSILET SURESI - 22. AYET    Mekke
وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ وَلَا جُلُودُكُمْ وَلَٰكِنْ ظَنَنْتُمْ أَنَّ اللَّهَ لَا يَعْلَمُ كَثِيرًا مِمَّا تَعْمَلُونَ -22
Ve ma küntüm testetirune ey yeşhede aleyküm sem´uküm ve la ebsaruküm ve la cüludüküm ve lakin zanentüm ennellahe la ya´lemü kesıram mimma ta´melun
41-Fussilet Suresi 22. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şehâdet etmesinden saklanır olmadınız. Velâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Velâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de kâfirlerin kendi aleyhlerine uzuvlarının şahitlikte bulunmalarına mâni olamayacaklarını ve onların pek bâtıl zanlarını, itikatlarını teşhir ediyor ve onların ilâhî azaptan bir türlü kurtulamayacaklarını ihtar buyuruyor. Ve o kâfirlerin kendilerini aldatan ne kötü kimselere yakın bulunmuş olduklarını ve o yüzden küfr ve isyana düşmüş, eski kavimler gibi helake mâruz kalmış bulunduklarını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (ve) Ey inkarcılar!, (sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz) siz küfrlerinizi ve diğer bir kısım günâhlarınızı açıkça yapmakta idiniz, bir kısım günâhları da insanlardan gizlice yapmakta, onların dedikodusundan korkmakta idiniz. Azanızın aleyhinizde şahitlik edeceğini hiç düşünmediniz (ve lâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez.) gizlice işlediğiniz günâhlar Allah yanında meçhul kalır, artık Allah korkusuyla değil, halkın yerme ve kınamasına uğramamaktan için bir kısım gayri meşru hareketlerinizi gizlice yapmıştınız. Imam-ı Buharı ve müslim'in ve diğerlerinin rivayetlerine göre, Ibn-i Mes'ud, Radiyallâhü Anh demiştir ki: Ben bir gün Kabe'nin perdeleri yi e gizlenmiş bulunuyordum. Üç kişi girdiler. Biri Kureyş'ten, ikisi de Sekıyf'ten veya ikisi Kureyş'ten biri Sekıyf kabilesinden idi. İçlerinin eti çok, kalblerinin bilgisi az idi. Birisi dedi ki: Nasıl görüyorsunuz, Allah bizim bu konuşmamızı işitir mi?. Diğeri de dedi ki: Seslerimizi kaldırır isek işitir, kaldırmaz isek işitmez. Bir diğeri de dedi ki: Seslerimizi kaldırır isek işitir, kaldırmaz isek işitmez. Bir diğeri de dedi ki: Eğer bizden bir şey işitiyorsa hepsini de işitir. Ben bunu Resûlullâh Sallallâhu Aleyhi Vesellem'e söyledim, bunu müteakip Allah Teâlâ "vemâ küntüm testirûne" âyeti kerîmesini indirdi.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014