KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

80-ABESE SURESI (42 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Abese Suresi 2  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 80/2
80-ABESE SURESI - 2. AYET    Mekke
أَنْ جَاءَهُ الْأَعْمَىٰ -2
En caihul´a´ma.
80-Abese Suresi 2. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: (1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Kendiside âmânın gelmesinden dolayı.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.) O âmâya karşı öyle bir vaziyette bulunmuş oldu. Bu âmâdan maksat, İbn-i Ümmi Mektum denilen "Abdullah İbn-i Şürey" adındaki âmâ bir zâttır. İlk hicrette bulunan sahabe-i kirâmdandır. Bir gün Resûl-i Ekrem'in huzurunda Kureyş büyüklerinden "Uteybe". "Şeybe", Ebû Cehil gibi müşrikler bulunuyorlardı. Peygamber Efendimiz, onları İslâmiyete davet ediyor, onlara Al l âh - îi Teâlâ'nın birliğini, kudret ve azametini bildiriyor, onları uhrevî azaplar ile korkutuyordu, onlar, Kureyş kabilesinin reisleri oldukları için onlar İslâmiyet'i kabul edince bir çok kimselerin de İslâm nimetine kavuşacaklarını ümit ediyordu. İşte bu esnada o âmâ zât, peygamberin huzuruna gelmiş. Ey Allah'ın Resulü!. Cenab-ı Hak'kın sana öğretmiş olduğu şeyleri bana bildir, bana oku diye önemli bir hitapta bulunmuş, Resûl-i Ekrem'in o huzurundaki kimselere yaptığı nasihatleri sekteye uğratmış bulunuyordu. Bunun için Peygamber Efendimizin mübarek yüzünde bir üzüntü eseri meydana gelmiş, o âmâ zâtın sözlerini dinlemek istememişti. Fakat o âmâ zât; temiz, saf bir mü'min bulunuyordu, İslâmiyet hakkında fazla malûmat edinerek fazlaca aydınlanmak istiyordu. Özellikle âmâ bulunduğu için merhamete lâyık idi, peygamberin huzurundaki kimseleri de görüp anlayabilmiş, olmayabilirdi. İşte bu cihete işaret için olmalıdır ki: Âyet-i Kerîme'de ismi zikredilmeyip âmâ diye beyan buyurulmuştur. Kısacası Resûl-i Ekrem'in o âmâ zâta iltifat buyurmasının daha uygun olacağını bildirmek için bu mübarek âyetler nazil olmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014