KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

34-SEBE SURESI (54 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Sebe Suresi 19  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 34/19
34-SEBE SURESI - 19. AYET    Mekke
فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ -19
Fe kalu rabbena baıd beyne esfarina ve zalemu enfüsehüm fe cealnahüm ehadıse ve mezzaknahüm külle mümezzak inne fı zalike le ayatil li külli sabbarin şekur
34-Sebe Suresi 19. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Fakat onlar: «Rabbimiz! Bizim seferlerimiz arasını uzaklaştır» dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları dillere destan ettik ve onları büsbütün parçalamakla parçaladık. Şüphe yok ki, bunda her bir sabreden, şükreyleyen için elbette ibretler vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Fakat onlar: "Ey Rab'bimiz. Bizim seferlerimizin arasını uzaklaştır" dediler ve nefslerine zulmettiler. Artık biz de onları dillere destan ettik ve onları büsbütün parçalamakla parçaladık. Şüphe yok ki, bunda her bir sabr eden, şükr eyleyen için elbette ibretler vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Fakat onlar) 0 Sebe' ahalisi haklarındaki bu ilâhi lütfü takdir edemediler, dualarda bulundular: (Ey Rab'bimiz!. Bizim seferlerimizin arasını uzaklaştır) dediler, Şam'a kadar olan mesafeyi kasabalardan boş kıl, ova ve çöl hâline getir, taki, oralarda yaya bir hâlde yürünülemesin ve yanlarında yiyecek ve içecek bulunmayan kimseler müşkül bir vaziyette kalsınlar (ve) onlar, bu dilekleriyle kendi (nefslerine zulm ettiler) nimetlerinin kadrini bilmeyerek kendi şahsiyetlerini tehlikeye mâruz bıraktılar. (Artık biz de onları dillere destan ettik) kendilerinden sonraki milletler için birer ibret vesilesi kıldık, onların o nankörlükleri, kötü âkibetleri insanlar arasında hararetle söylenip durdu, bir darbımesel haline gelmiş oldu. (ve onları büsbütün parçalamakla parçaladık) onların kasabaları sel suları içinde kalarak harab olunca kendileri muhtelif yerlere çıkıp gitmeğe mecbur oldular. Onlardan Cassan kabilesi Şam'a, Azd kabilesi, Ummân'a, Huzae kabilesi, Tehâme'ye, Huzeyme kabilesi Irak'a, Evs ve Hazrec kabileleri de Medine-i Münevvere'ye göç etmişlerdir, (şüphe yok ki, bunda) Bu anlatılan kıssada (herbir sabr eden) günahlardan kaçınıp ibadet ve itaatte bulunan ve (şükreyleyen) nail olduğu nimetlerinin kadrini bilip Cenab-ı Hak'ka şükr etmekten ayrılmayan zat (için elbette ibretler vardır.) Yüce Yaratıcının kudretine ve mahlûkatı hakkındaki tasarrufatına dair delaletler vardır, uyanmayı icabeden alâmetler mevcuttur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014