KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

38-SAD SURESI (88 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Sad Suresi 18  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 38/18
38-SAD SURESI - 18. AYET    Mekke
إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ -18
İnna sehharnel cibale meahu yüsebbıhne bil aşiyyi vel işrak
38-Sad Suresi 18. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Muhakkak ki, dağları musahhar kıldık, O´nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbih ederlerdi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Muhakkak ki, dağları emrine verdik, O'nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbîh ederlerdi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Allah Teâlâ Hazretleri şöyle buyuruyor: (Muhakkak ki, dağları emrine verdik) 0 kadar kuvvete, kudrete, yüceliğe sahip olan ve görünüşte his ve hareketten mahrum gibi görülen dağları, Allah'ın emrine itaatkâr ve boyun eğici kılmış olduk. (O'nunla beraber) Dâvud Aleyhisselâm'a arkadaş olarak (akşamleyin ve kuşluk vakti) beraberce (teşbih ederlerdi.) dağların Hz. Dâvud ile beraber teşbihte bulunmaları, O'nun için bir mucizedir. Hikmet sahibi Yaratıcı o yüce dağlarda kendilerine mahsus bir hayat, bir akıl ve bir kudret ve bir konuşma yaratmıştı da, o zaman Hz. Dâvud ile beraber onlar da teşbihe, Allah'ın zatını kutsamaya devam ediyorlardı. Allah'ın kudreti karşısında dağların bu teşbihi imkânsız görülemez, bunu te'vile hacet yok. Eğer dağların bu teşbihinden maksat, onların o büyük yaratılışları, vaziyetleri bakımından lisan-ı hal ile bir teşbihten ibaret olacak olsa, artık o teşbihi öyle iki vakte tahsis, ve Hz. Dâvud ile beraber göstermek uygun olmayabilir. Çünkü onlar bu itibar ile her vakit teşbih ve tehlilde bulunmaktadırlar. Maamafih şöyle de deniliyor ki: Dâvud Aleyhisselâm'ın sesi pek güzel idi, böyle bir ses ile tevhid ve teşbihte bulunurdu, bu sesi dağlara aksediyordu, onlar da bu sedayı aksettirerek sanki O'nunla beraber teşbihte bulunmuş oluyorlardı. Fakat Kur'an-ı Kerim'in açık beyanını kesin ihtiyaç olmadıkça böyle yoruma lüzum yoktur. § Aşiy; güneşin batışından yatsı vaktine kadar olan zamandır. Bir görüşe göre de güneşin dönmesinden batışına kadar olan müddettir. § Işrak; da ışık vermek ve aydınlatmak demektir. Bundan maksat ise, güneşin doğup her tarafa ışığının yayılmaya başladığı zamandır. Hz. Davud'un teşbihi bu iki zamana tahsis edilmiş ise, bu zamanlarda ibadet veya itaatin pek makbul olduğuna işaret vardır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014