KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

48-FETIH SURESI (29 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Fetih Suresi 15  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 48/15
48-FETIH SURESI - 15. AYET    Medine
سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ إِذَا انْطَلَقْتُمْ إِلَىٰ مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْ ۖ يُرِيدُونَ أَنْ يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللَّهِ ۚ قُلْ لَنْ تَتَّبِعُونَا كَذَٰلِكُمْ قَالَ اللَّهُ مِنْ قَبْلُ ۖ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَا ۚ بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ إِلَّا قَلِيلًا -15
Se yekulül mühallefune izen talaktüm ila meğanime li te´huzuha zeruna nettebı´küm yürıdune ey yübeddilu kelamellah kul len tettebiuna kezaliküm kalellahü min kabl fe se yekulune bel tahsüdunena bel kanu la yefkahune illa kalıla
48-Fetih Suresi 15. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: O geri bırakılmış olanlar, siz ganîmetler elde etmek için sefere çıkıp gideceğiniz zaman diyeceklerdir ki: «Bizi bırakınız, arkanızdan gelelim.» Onlar Allah´ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: «Siz bize asla tâbi olamazsınız. İşte sizin için Allah Teâlâ önceden böyle buyurmuştur.» Buna da diyeceklerdir ki: «Hayır. Bizi kıskanıyorsunuz.» Halbuki, pek azdan başka bir şey anlayamaz olmuşlardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: O geri bırakılmış olanlar, siz ganimetler elde etmek için sefere çıkıp gideceğiniz zaman diyeceklerdir ki: Bizi bırakınız, arkanızdan gelelim. Onlar Allah'ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: Siz bize asla tâbi olamazsınız, işte sizin için Allah Teâlâ önceden böyle buyurmuştur. Buna da diyeceklerdir ki: Hayır. Bizi kıskanıyorsunuz. Halbuki, pek azdan başka birşey anlayamaz olmuşlardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, Hudeybiyye seferine katılmamış olan Bedevilerin daha sonra ganimet elde etmek için Hayber seferine iştirak etmek talebinde bulunacaklarını ve bu katılmanın kabul edilemeyeceğini ve bu kabul edilememenin kıskançlıktan olduğunu söyleyeceklerini bildiriyor. Onların ileride şiddetli bir savaşa davet edileceklerini, ona iştirak edenlerin mükâfatlara, ondan kaçınanların da büyük bir azaba uğrayacaklarını ihtar ediyor. Böyle bir savaştan kimlerin müstesna bulunduklarını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (O geri bırakılmış olanlar) Ashâb-ı kîram ile Hudeybiyye seferine katılmamış olan Bedeviler (siz) ey Hudeybiyye seferinde bulunan seçkin Ashâb-ı Kiram!, (ganimetler elde etmek için) Hayber'e doğru (sefere gideceğiniz zaman) o Bedeviler (diyeceklerdir ki: Bizi bırakınız) bize müsaade veriniz (arkanızdan gelelim) sizi tâkib edip Hayber savaşına katılalım. Fakat onlar, Allah rızâsı için değil, ganimet malı sevdasiyle bu savaşta bulunmak isteyeceklerdir. Binaenaleyh onlara böyle bir müsaade verilmeyecektir. Çünkü: (onlar Allah'ın kelâmını değiştirmek isterler) yâni Hudeybiyye seferinde bulunan zâtlar için vâ'dedilmiş ganimetlere ortak olmak arzusunda bulunurlar. Bu ise ilâhi vâ'di, ilâhi takdiri değiştirmek gibi imkânsız bir talebte bulunmaktan başka değildir. Ganimetler, yalnız Hudeybiyye'de bulunmuş olan zâtlara âidtir. Veyahut o Bedevilerin bu Hayber seferinde iştirak etmelerinin kabul edilemeyeceğine dâir bir ilâhi emir çıkmıştı, artık bu emre muhalif olarak onların iştiraki nasıl kabul edebilirdi?. Binaenaleyh ey Bedeviler!, (siz bize asla tâbi olamazsınız) bu Hayber savaşında bizimle beraber bulunamazsınız (işte sizin için Allah Teâlâ önceden böyle buyurmuştur.) Hayber ganimeti yalnız Hudeybiyye'de bulunan zâtlara âidtir, artık siz bize tâbi olarak elde edilecek ganimetlere ortak olamazsınız, (buna da) O Bedeviler (diyeceklerdir ki: Hayır.. Bizi kıskanıyorsunuz) öyle bir ilâhi emir yoktur, bizi sırf bir haset sebebiyle o ganimetlerden mahrum bırakmak istiyorsunuz. Bunların bu câhilce iddialarını red için de Cenab-ı Hak buyuruyor ki: (halbuki,) Öyle bir iddiada bulunan câhiller, münafıklar (pek azdan başka bir şey anlayamaz olmuşlardır.) onlar ancak dünyaya âid bâzı şeyleri anlayabilirler, dine âid işleri güzelce anlamaktan mahrum bulunmaktadırlar, onun içindir ki, öyle haset iddiasında bulunmak cehaletine cür'et göstereceklerdir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014