KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

34-SEBE SURESI (54 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Sebe Suresi 13  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 34/13
34-SEBE SURESI - 13. AYET    Mekke
يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِنْ مَحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَاسِيَاتٍ ۚ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا ۚ وَقَلِيلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ -13
Ya´melune lehu ma yeşaü mim meharıbe ve temasıle ve cifanin kel cevabi ve kudurir rasiyat ı´melu ale davude şükra ve kalılüm min ıbadiyeş şekur
34-Sebe Suresi 13. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Onun için pek yüksek binalardan ve timsallerden ve büyük havuzlar gibi çanaklardan ve sabit sabit kazanlardan ne isterse (onu) yapıverirlerdi. Ey Dâvud´un hânedânı! Şükür için çalışın ve benim kullarımdan şükreden azdır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Onun için pek yüksek binalardan ve heykellerden ve büyük havuzlar gibi çanaklardan ve sabit sabit kazanlardan ne isterse -onu- yapıverirlerdi. Ey Davud'un hanedan!. Şükr için çalışın ve benim kullarımdan şükreden azdır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de Süleyman Aleyhisselâm'ın emriyle cinlerin ne gibi muhteşem şeyler meydana getirmiş olduklarını bildiriyor ve Hz. Süleyman'ın vefatını cinlerin ne şekilde anlamış ve nasıl bir pişmanlıkta bulunmuş olduklarını beyân ediyor ve ölümden hiçbir kimsenin kurtulamayacağına işaret buyurmaktadır. Şöyle ki: Cin taifesi (onun için) Süleyman Aleyhisselâm için (yüksek binalardan) pek metin, savaşlara elverişli kal'alardan veya şerefli mescitlerden dilediğini yaparlardı (ve heykellerden) bakır, mermer ve cam gibi şeyler ile muhtelif şekillerden dilediğini tasvir ve teşkil ederlerdi, (ve) Yine cinler Hz. Süleyman için (havuzlar gibi) pek büyükçe (çanaklardan ve sabit sabit) büyüklüklerinden dolayı yerlerinden kımıldatılmayacak derecede büyük (kazanlardan ne isterse) cinler onu (yapıverirlerdi.) hatta deniliyor ki: 0 büyük çanaklardan birindeki yemeği, bir kişi yermiş. Ve Cenab-ı Hak buyurmuştu ki: (Ey Davud'un hanedanı) yani: Hz. Dâvud ile Hz. Süleyman ve onların ehli beytleri (şükr için çalışın) nail olduğunuz nimetlerden dolayı Kerem Sahibi Yaratıcınıza ibadet ve itaatte bulunun ki, şükran vazifesini ifa etmiş olasınız, (ve benim kullarımdan şükr eden azdır.) Nail oldukları nimetlerden dolayı gerektiği gibi kalben ve lisanen şükr eden kimseler az bulunmaktadır. Sizler öyle şükran vazifesini ifâ etmeyenler gibi olmayınız. Şükredebilmek de ayrıca bir nimettir. § Mihrâb, yüksek bina demektir. Çoğulu meharibtir. Mescitlerin ön tarafında bulunan mevkie de mihrap denilmiştir. § Timsâl de suret, resim, numune demektir. Çoğulu temasil'dir. Bu âyeti kerimedeki timsallerden maksat, caiz ki, binalar, ağaçlar gibi hayat sahibi olmayan şeylerden veya başları terkedilen hayvanlardan ibaret idi. Bununla beraber Hz. Süleyman şeriatına göre mutlak olarak heykellerin haram bulunmamış olması düşünülebilir. Essirac-ül-Münîr'de ve Ebussuud tefsirinde deniliyor ki: Bu heykelden maksat, meleklerin, Peygamberlerin ve sâlih zâtların suretleri idi. Bu heykeller mescitlerde bulunduruluyordu ki, onların nasıl ibâdetlerde bulunmuş olduklarını insanlar görsün de onlar gibi ibadetlerini arttırsınlar. Fakat daha sonra şeytanın aldatmalarından dolayı insanlar bir takım tasvirlere tapmaya başlaşmış oldukları için Peygamberimizin zamanı saadetinden beri hayat sahiplerine âit tasvirler yasak bulunmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014