KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

47-MUHAMMED SURESI (38 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Muhammed Suresi 1  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 47/1
47-MUHAMMED SURESI - 1. AYET    Medine
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ أَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ -1
Ellezıne keferu ve saddu an sebılillahi edalle a´malehüm
47-Muhammed Suresi 1. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: O kimseler ki, kâfir oldular ve Allah´ın yolundan men´e çalıştılar (Allah) onların amellerini iptâl etmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: O kimseler ki, kâfir oldular ve Allah'ın yolundan m en'e çalıştılar -Allah- onların amellerini ibtâl etmiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, insanların iki kısma ayrılmış olup bir kısmının kâfirlerden, diğer bir kısmının da ehl-i imândan ibaret bulunduğunu bildiriyor. Kâfirlerin ne kadar eliboş ve ziyanda olacaklarını ihtar ediyor. Müminlerin de Allah'ın lütuflarına nail bulunacaklarını müjdeliyor. Bunun sebep ve hikmetine işaret ederek kâfirlerin bâtıla tâbi oldukları için mahrumiyetlere, ilâhî kahra uğrayacaklarını, müminlerin de hakka tâbi oldukları için ilâhî lütfa lâyık bulunmuş olduklarını şöylece beyân buyurmaktadır. (O kimseler ki: Kâfir oldular) Allah'ın birliğini. Peygamberin risâletini ve İslâm dininin hak olduğunu inkârda bulundular (ve) başkalarını da (Allah'ın yolundan) ilâhî dinden (men'e çalıştılar) insanların din şerefine kavuşmasına engel kesildiler, din aleyhinde cereyanlara sebebiyet verdiler, Allah Teâlâ da (onların amellerini ibtâl etmiştir.) onların dünyadaki fâideli, hayır diler görülen amelleri de boşunadır, onlardan dolayı âhirette bir mükâfat göremeyeceklerdir. Meselâ: O kâfirler, dünyada sıla-i rahmde bulunsalar, fakirlere yardım etseler, esirleri âzad eyleseler, mescitleri imar ediverseler bu amellerinden dolayı dünyada bir fâide görseler de âhirette göremeyeceklerdir. Çünkü o amelleri, Allah rızâsı için değil birer dünyevî ve dine aykırı maksada dayalı bulunmuştur. Sahih imâna dayanmayan herhangi bir amel, bir uhrevî fâide temin edemez. Rivayete göre bu âyet-i kerîme, Bedr savaşında askerlere yemek yediren Ebû Cehl ve Hars Bin-i Hişam gibi oniki kâfir hakkında nazil olmuştur. Bununla birlikte hükmü bütün kâfirleri içine alır. O kâfirler, insanları İslâmiyet'ten men'e çalışıyor, onları küfre sevk etmek istiyorlardı, işte o gibi kâfirlerin İslâmiyet aleyhindeki çalışmaları da boşunadır, o hususta da eliboş ve ziyanda kalacaklardır, hepsi de tevhid nurundan mahrum kalmış, zulmetler içinde yaşayarak hidâyet yolundan uzak bulunmuş kimselerdir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014