KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Bakara Suresi 55 Ayet ve Mealleri
2-BAKARA SURESI - 55. AYET    Medine
وَإِذْ قُلْتُمْ يَا مُوسَىٰ لَنْ نُؤْمِنَ لَكَ حَتَّىٰ نَرَى اللَّهَ جَهْرَةً فَأَخَذَتْكُمُ الصَّاعِقَةُ وَأَنْتُمْ تَنْظُرُونَ -55
Ve iz kultüm ya musa len nü´mine leke hatta nerallahe cehraten fe ehazetkümüs saıkatü ve entüm tenzurun
Ve iz kultum yâ mûsâ len nu’mine leke hattâ nerallâhe cehreten fe ehazetkumus sâikatu ve entum tenzurûn(tenzurûne).
2-Bakara Suresi 55. Ayeti Kerime Mealleri
A. GÖLPINARLI : Bir zamanlar yâ Mûsâ demiştiniz, Allah´ı apaçık görmedikçe inanmayız sana. Derken bakınıp duruyordunuz, bir yıldırım düşmüş de sizi yakıvermişti.
ADEM UĞUR : Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah´ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız, demiştiniz de bakıp durur olduğunuz halde hemen sizi yıldırım çarpmıştı.
ALİ FIKRİ YAVUZ : Ve bir vakit: “-Ey Mûsâ biz Allah’ı aşikâre görmedikçe (senin sözüne) asla inanmıyacağız.” demiştiniz. Bunun üzerine, sizi o yıldırım yakalayıverdi, bakınıp duruyordunuz.
BEKİR SADAK :«Ya Musa! Allah´i apacik gormedikce sana inanmayacagiz» demistiniz de gozleriniz gore gore sizi yildirim carpmisti.
CELAL YILDIRIM : Ve hatırlayın ki (sizden temsilci olarak yetmiş kişi Musa ile Tûr´a çıktığınızda): «Ya Musa! Biz Allah´ı açıkça meydanda görmedikçe sana asla inanmıyacağız...» demiştiniz de yıldırım size çarpmıştı ve siz de bakıp duruyordunuz.
DİYANET : Hani siz, “Ey Mûsâ! Biz Allah’ı açıktan açığa görmedikçe sana asla inanmayız” demiştiniz. Bunun üzerine siz bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.
DİYANET VAKFI : Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah´ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız, demiştiniz de bakıp durur olduğunuz halde hemen sizi yıldırım çarpmıştı.
DİYANET İSLERİ : "Ya Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız" demiştiniz de gözleriniz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): Ve bir vakit «ya Musa, dediniz: Biz Allahı aşikâre görmedikçe senin sözünle asla inanmıyacağız» bunun üzerine sizi o saıka yakalayıverdi bakınıp duruyordunuz
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : Ve bir vakit: «Ey Musa, biz Allah´ı açıkça görmedikçe, senin sözüne kesinlikle inanmayacağız.» dediniz. Bunun üzerine sizi o yıldırım yakalayıverdi; siz de bakakalmıştınız.
GÜLTEKİN ONAN : Ve demiştiniz ki: "Ey Musa, biz Tanrı´yı apaçık (cehreten) görmedikçe sana inanmayız". Bunun üzerine yıldırım sizi almıştı / yakalamıştı / çarpmıştı (kümüssaıkatü). Ve siz bakıp duruyordunuz / bakıyordunuz (tenzurun).
H. BASRİ ÇANTAY : Bir de hatırlayın o zamanı ki siz (Musa ile birlikde Allaha karşı özür dilemek, onun emirlerini dinlemek üzere çıkdığınız vakit) «Ey Musa, biz Allahı apâşikâr görünceye kadar sana kat´iyyen îman etmeyiz» demişdiniz de gözünüz bakıb dururken sizi o yıldırım (sayha) çarpmışdı.
MUHAMMET ESED : Ve (hatırlayın) (hani), "Ey Musa, doğrusu Allah´ı kendi gözümüzle görmedikçe sana asla inanmayacağız!" dediğinizde, (işte o an) siz daha (ne oluyor diye) çevrenize bakıp dururken ceza yıldırımı sizi yakalamıştı.
Ö NASUHİ BİLMEN : Ve yâd ediniz ki siz: «Ya Mûsa! Sana imân etmeyiz. Allah Teâlâ´yı âşikâr sûrette görmedikçe,» demiştiniz de sizi yıldırım çarpmıştı. Siz ise bakıp duruyordunuz.
SUAT YILDIRIM : Bir zaman da: "Ey Mûsâ! Biz Allah’ı açıkça görmedikçe sana inanmayız!" dediniz. Bunun üzerine derhal sizi yıldırım çarptı, siz de bakakaldınız.
SÜLEYMAN ATEŞ : Bir zaman da: "Ey Mûsâ, biz Allâh´ı açıkça görmedikçe sana inanmayız," demiştiniz de derhal sizi yıldırım gürültüsü yakalamıştı; siz de bunu görüyordunuz.
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : Siz şunu da söylemiştiniz: "Ey Mûsa! Biz, Allah´ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız." Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı, Ve siz bakıp duruyordunuz.
FİZİLAL : Hani «Ey Musa, biz Allah´ı açıkça görmedikçe sana kesinlikle iman etmeyiz» dediniz de hemen arkasından bakıp dururken sizi yıldırım çarptı
İBNİ KESİR : Bir de, hani siz: Ey Musa, biz Allah´ı apaşikar görünceye kadar sana inanmayacağız, demiştiniz de, bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.
TEFHİMÜL KURAN : Ve (şöyle de) demiştiniz: «Ey Musa, biz Allah´ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız.» Bunun üzerine siz bakınıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014